side
(sayd) yan, kenar, taraf
sidewalk
(saydwo:k) kaldırım
sigh
(say) iç çekmek
siege
(si:c) kuşatma
sight
(sayt) görme / manzara
sight seeing
(saytsiıng) turis-
tik gezinti, çevreyi gezip gör-
me
sign
(sayn) işaret, alamet,
levha, belirti, iz / imzalamak
signal
(signıl) işaret, sinyal /
işaret etmek
signature
(signıçı) imza
significant
(signifikınt) an-
lamlı / önemli
signpost
(saynpoust) kara-
yollarında tabela
silence
(saylıns) sessizlik,
sükût / susturmak
silent
(saylınt) sessiz, sakin
silk
(silk) ipek
silly
(sili) aptal
silver
(silvı) gümüş
similar
(similı) benzeyen, gibi
similarity
(similerıti) benzerlik
simple
(simpıl) basit, yalın
simplify
(simplifay) basitleş-
tirmek, sadeleştirmek
simultaneous
(simılteiniyıs)
aynı zamanda, eş zamanlı
sin
(sin) günah / günah işlemek
since
(sins) ... den beri / ma-
demki
sincere
(sinsiyi) samimi, içten,
candan
sing
(sing) şarkı söylemek,
ötmek
singer
(singı) şarkıcı
single
(singıl) tek / (tren, va-
pur vs. biletinde) sadece gidiş
/ bekâr
singular
(singyulı) tekil
(gram.)
sink
(sink) batmak, batırmak /
mutfak lavabosu
sip
(sip) azar azar içmek, yu-
dumlamak
sir
(sö:) efendi, efendim
sister
(sisti) kız kardeş
sister-in-law
(sisti in lo:) gö-
rümce, baldız, yenge, elti
sit
(sit) oturmak, tünemek,
(meclis) toplanmak
sitting-room
oturma odası
situation
(siçueyşın) yer,
mevki, durum, konum
six
(siks) altı
sixteen
(siksti:n) on altı
sixty
(siksti) altmış
size
(sayz) büyüklük, hacim /
ölçü, numara, beden
skate
(skeyt) paten / buz üz-
-135-
skate