special
(speşıl) hususi, özel
spectacle
(spektıkıl) gözlük /
görülecek şey, manzara
specially
(speşıli) özellikle, bil-
hassa
specialist
(speşılist) uzman
species
(spi:şi:z) cins
specific
(spısifik) belirli, özel
spectacular
(spektekyulı)
fevkalade, hoş görünüşlü, gö-
rülmeye değer
spectral
(spektrıl) hayalet gibi
spectator
(spekteytı) seyirci
speech
(spi:ç) konuşma, nu-
tuk, söylev
speed
(spi:d) sürat, hız
speedy
(spi:di) seri, hızlı
spell
(spel) kelimenin harfleri-
ni söylemek veya yazmak
spelling
(speling) yazılış, imla
spend
(spend) sarf etmek,
harcamak / vakit geçirmek
sphere
(sfiı) küre
spice
(spays) baharat / baha-
rat katmak
spicy
(spaysi) baharatlı
spider
(spaydır) örümcek
spider web
(spaydır web)
örümcek ağı
spike
(spayk) sivri uç, sivri
uçlu demir
spill
(spil) kazara dökmek
spin
(spin) döndürmek, dönmek
spinach
(spinic) ıspanak
spine
(spayn) belkemiği,
omurga
spinster
(spinstı) evlenmemiş
kız (yaşlı)
spirit
(spirit) ruh, alkol, ispirto
spiritual
(spiriçuıl) ruhani,
manevi
spit
(spit) tükürmek
in spite of
- rağmen
splendid
(splendid) mükem-
mel, muhteşem, görkemli
split
(split) yarmak, yarılmak /
çatlak, yarık
spoil
(spoyl) bozmak / şımar-
mak
spoilt
(spoylt) şımarık
spokesman
(spouksmın)
sözcü
sponge
(spanc) sünger
sponsor
(sponsı) kefil, spon-
sor
spoon
(spu:n) kaşık
sport
(spo:t) spor
spot
(spot) nokta, benek
spotless
(spotlıs) lekesiz,
tertemiz
spouse
(spaus) eş, koca veya
karı
-139-
spouse
