vendor
(vendı) satıcı (gazete
vs), işportacı
venom
(venım) zehir
ventilate
(ventileyt) havalan-
dırmak
ventilation
(ventıleyşın) ha-
valandırma
verb
(vö:b) (gramerde) fiil
verdict
(vö:dikt) hüküm, karar
(jüri)
verse
(vö:s) şiir, kıt’a / dize,
mısra
version
(vö:şın) tercüme, yo-
rum, uyarlama, adaptasyon
versus
(vö:sıs) karşı (bir takı-
ma karşı bir başka takım)
vertical
(vö:tikıl) dikey
very
(veri) pek, çok
vessel
(vesıl) gemi, tekne / kap
vest
(vest) yelek, fanila
vet
(vet) veteriner
veteran
(vetırın) kıdemli / kı-
demli asker
veterinary
(vetrinıri) veteriner
via
(vayı) yolu ile, üzerinden
They went to London via Pa-
ris. Londra’ya Paris üzerinden
(Paris’ten geçerek) gittiler.
vibrate
(vaybreyt) titremek,
sallanmak
vibration
(vaybreyşın) titreşim
vicar
(vikı) papaz, rahip
vice
(vays) kusur, kötülük
vice versa
(vaisi vö:sı) tersi-
ne, aksi
victim
(viktim) kurban
victor
(viktı) fatih
victorious
(viktoıryıs) muzaf-
fer, galip gelmiş
video
(vidiou) video
view
(viu:) manzara, görünüş
/ bakış açısı
vile
(vayl) kötü, fena ruhlu,
pis, çirkin
villa
(vilı) villa
village
(vilic) köy
villager
(vilıcı) köylü
villain
(vilın) kötü insan
vine
(vayn) asma
vinegar
(vinigı) sirke
vineyard
(vinyıd) üzüm bağı
violence
(vayılıns) şiddet, zor-
balık, vahşet
violet
(vayılit) menekşe/
eflatun, menekşe rengi
violent
(vayılınt) şiddetli,
vahşi
violin
(vayılin) keman
violinist
(vaylınist) kemancı
virtual
(vö:çuıl) açıkça belli
edilmeyen, açıkça kabul edil-
meyen / sanal
-161-
virtual
