ing turk soz - page 155

ugly
(agli) çirkin
ultimate
(altimıt) son / temel,
esas
umbrella
(ambrelı) şemsiye
un-
(an) (sıfat veya zarflardan
önce) değil
unable
(aneybıl) gücü yetme-
yen, güçsüz
unacceptable
(anıkseptıbıl)
anlaşılmaz, acayip / kabul
edilemez
unattached
(anıteçt) bağlı ol-
mayan, serbest
unavailable
(anıveylıbıl) var
olmayan, yok, mevcut olma-
yan
unavoidable
(anıvoydıbıl)
kaçınılmaz, çaresiz
unaware
(aniwe:) habersiz,
farkında değil
unbearable
(anbe:rıbıl) daya-
nılmaz, bunaltıcı
unbroken
(anbro:kın) kırıl-
mamış, bütün / devamlı, ara-
lıksız
unbutton
(anbatın) düğmele-
rini çözmek
uncertain
(ansö:tın) şüpheli,
belirsiz
uncle
(ankıl) dayı, amca
uncomfortable
(ankamfıtıbıl)
rahatsız
unconditional
(ankındişınıl)
kayıtsız, şartsız, mutlak
uncommon
(ankomın) nadir,
yaygın olmayan
unconscious
(ankonşıs)
baygın, kendinde değil
uncover
(ankavı) meydana
çıkarmak
under-
(andı) (isimlerden ön-
ce) aşağısında veya gerektiği
yerden aşağıda / (fiilerden
önce) yeteri kadar olmayan
anlamında ön ek
under
(andı) altında, altına / -
den az
underclothes
(andıkloudz) iç
çamaşırı
undergo
(andıgo) katlanmak,
çekmek, maruz kalmak
undercover
(andıkavı) gizli,
gizli yapılan
undergraduate
(andıgrecuıt)
üniversiteli
U
1...,145,146,147,148,149,150,151,152,153,154 156,157,158,159,160,161,162,163,164,165,...319
Powered by FlippingBook