title
(taytıl) unvan / kitap (re-
sim, şiir vs.) ismi / başlık, ad
to
(tu:) ...ye, ...ya, ...e / için / -
mek, -mak
She is going to the
door. Kapıya gidiyor. I came
here to see you. Buraya sizi
görmek için geldim.
toad
(toud) kurbağa, iğrenç
kimse
toast
(toust) kızarmış ekmek /
kadeh kaldırmak, sıhhatine
içmek
tobacco
(tıbekou) tütün
today
(tıdey) bugün
toe
(tou) ayak parmağı
together
(tıgedı) beraber, bir-
likte
toilet
(toylıt) tuvalet, hela
toll
(tol) köprü ve yol geçiş
ücreti
tomato
(tıma:tou) domates
tomb
(tu:m) kabir, anıt mezar,
türbe
tomorrow
(tımorou) yarın
tongue
(tang) dil (biyo.) /
dil, lisan
tonight
(tınayt) bu gece
tonne
(tan) ton
too
(tu:) de, da, dahi / çok
fazla
tool
(tu:l) alet (işçilerin kullan-
dığı)
tooth
(tu:t) diş
toothache
(tu:teyk) diş ağrısı
toothbrush
(tu:tbraş) diş fır-
çası
toothpaste
(tu:tpeyst) diş
macunu
toothpick
(tu:tpik) kürdan
top
(top) en üst, tepe, doruk
topic
(topik) mesele, konu
torch
(to:ç) el feneri
torment
(to:ment) işkence,
eziyet
tornado
(torneydou) kasırga
torpedo
(to:pi:dou) torpido
torture
(to:çı) işkence / işken-
ce etmek
toss
(tos) havaya fırlatmak /
yazı tura atmak
total
(toutıl) bütün, toplam
totally
(toutıli) tamamen, bü-
tün bütün
touch
(taç) dokunmak,
değmek / temas, tuş,
dokunma
in touch with
ile temasta,
bağlantıda
tough
(taf) sert / zor / sağlam,
metin, dayanıklı
tour
(tu:) gezinti, tur
tourism
(tuırizm) turizm
-151-
tourism