mevsimsiz
ön a.
Zaman› iyi seçilmemifl:
mevsimsiz bir tasar›.
mevzi, -i
ön a. (mevzi:) ar.
1.
Yer, mahal.
2.
esk.
Bir askerî birli¤in yeri.
mevzu, -u
a. (mevzu:) Ar.
Konu.
mevzuat
ç. a. (mevzu:a:t) Ar.
Bir ülkede yü-
rürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik gi-
bi yaz›l› hukuk kurallar›n›n tümü.
mey
a. Far. esk.
fiarap.
meyan kökü
a. bitb.
Fasulyegillerden, ma-
vimsi mor çiçekli, tatl› kökleri hekimlik-
te ve serinletici içeceklerin yap›m›nda
kullan›lan çok y›ll›k otsu bir bitki.
meydan
a. Ar.
1.
Alan, saha.
2.
Bulunulan
yer ve çevresi, ortal›k:
Ya¤mur bafllay›n-
ca meydanda kimse kalmam›flt›.
3.
F›r-
sat, olanak, zaman:
Bu kez meydan ona
kalm›flt›.
meydana gelmek 1)
oluflmak,
olmak;
2)
ortaya ç›kmak.
meydan muharebesi
a.
Meydan savafl›.
meydan savafl›
a.
Büyük askerî güçlerle ya-
p›lan ve kesin sonuç almaya yönelik sa-
vafl, meydan muharebesi.
meyhane
a. (meyha:ne) Far.
‹çki sat›lan ve
içilen yer.
meyil, -yli
a. Ar.
1.
E¤iklik, e¤im, e¤ilim,
ak›nt›.
2.
mec.
Sevme, gönül verme.
meyilli
ön a.
E¤ilimli, e¤ik.
meyve
a. Far.
1.
Bitkilerde döllenmeden
sonra yumurtal›¤›n geliflmesiyle oluflan,
bir ya da daha çok tohum tafl›yan organ.
2.
Genellikle çi¤ olarak tüketilen bitkisel
besin maddesi.
3.
mec.
Bir iflin, bir ça-
ban›n sonunda elde edilen yarar; ürün;
sonuç; kâr.
mezar
a. Ar.
Ölünün gömüldü¤ü yer, kabir,
gömüt.
mezarl›k, -¤›
a.
Mezarlar›n topluca bulun-
du¤u yer, kabristan.
mezar tafl›
a.
Mezar›n bafl taraf›na dikilen
ve gömülen kifliye ait kimlik bilgileri,
dua vb. yaz›lar›n yaz›lm›fl oldu¤u oldu¤u
tafl.
mezat, -d›
a. Ar.
Art›rma yoluyla yap›lan sa-
t›fl.
mezbaha
a. Ar.
Kesimevi.
mezbele
a. Ar.
Çöp ve süprüntülerin dökül-
dü¤ü yer, çöplük.
meze
a. (me’ze) Far.
‹çki içilirken yenilen
hafif yiyecekler.
mezgit
a. hayb.
Mezgitgillerden, Avrupa’y›
çevreleyen sularda ve Akdeniz’de yafla-
yan, uzun vücutlu ve eti lezzetli bir bal›k.
mezhep, -bi
a. Ar.
1.
Bir din içinde anlay›fl
farklar› vb. nedenlerle bölünmeler sonu-
cu ortaya ç›kan kollardan her biri.
2.
An-
lay›fl, görüfl.
meziyet
a. Ar.
Birini ya da bir fleyi benzerle-
rinden üstün k›lan nitelik.
mezra
a. (mezra:) Ar.
Köyden küçük k›rsal
yerleflim birimi.
mezura
a. (mezu’ra) ‹t.
Terzilikte ölçü al-
mak için kullan›lan, genellikle bir buçuk
metre uzunlu¤unda flerit metre.
mezun
a.
ve
ön a. (me:zun) Ar.
Bir okulu bi-
tirerek diploma alm›fl olan (kifli).
mezun
olmak
bir okulu bitirmek, diploma al-
mak.
m›c›r
a. Erm.
1.
Yol yap›m›nda kullan›lan
köfleli tafl k›r›nt›s›.
2.
Kömür k›r›nt›s›.
Mg
kim.
Magnezyum elementinin simgesi.
m›h
a. Far.
Büyük çivi.
m›hlamak
(-i, -e)
1.
M›hla tutturmak, çak-
mak, çivilemek.
2.
mec.
Birini oldu¤u
yerden k›p›rdayamayacak duruma getir-
mek.
m›knat›s
a. (k kal›n okunur) Ar.
Demiri çe-
ken ve çevresinde manyetik alan olufltu-
ran maddelerin genel ad›.
m›knat›slanmak
(nsz.)
M›knat›s özelli¤i ka-
zanmak, m›knat›sl› bir duruma gelmek.
m›nc›klamak
(-i)
Biçimini bozacak biçimde
ellemek, elle s›kmak.
m›nt›ka
a. Ar.
Bölge.
m›r›ldamak
(-i)
Alçak ve güç anlafl›l›r bi-
çimde bir fleyler söylemek.
m›r›ldanmak
(nsz.)
1.
Alçak sesle kendi
kendine bir fleyler söylemek:
Gün bo-
yunca m›r›ldand› durdu.
2.
Alçak bir
sesle flark› söylemek.
3.
Ancak yan›nda-
mevsimsiz
m›r›ldanmak
439
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 439