birine ba¤lanm›fl, iki parçadan oluflan
ve s›kmaya, kesmeye, soymaya, k›rma-
ya yarayan el aleti.
pentatlon
a. Fr. sp.
Kad›nlar aras›nda yap›-
lan 100 m engelli koflusu, gülle atma,
yüksek atlama, uzun atlama ve 800 m
koflusunu içeren befl aflamal› atletizm
yar›flmas› (200 m koflusu ve cirit atma-
n›n da eklenmesiyle heptatlona dönüfl-
türülmüfltür.).
penye
a.
ve
ön a. Fr.
Tarama iflleminden
geçirilmifl iplikten dokunmufl (kumafl).
pepe
a.
Dudak ünsüzleriyle (b, f, m, p, v)
bafllayan sözcükleri, ilk hecesini birkaç
kez tekrarlad›ktan sonra güçlükle söyle-
yebilen kimse; pepeme.
pepeme
a.
Pepe.
pepsin
a. Fr. dirb.
Mide öz suyunda bulu-
nan, yiyeceklerdeki proteinleri so¤uru-
labilir ve özümlenebilir maddelere dö-
nüfltüren sindirim enzimi.
perakende
ön a. (pera:kende) Far.
1.
Mal-
lar›n do¤rudan tüketiciye ve az miktar-
da sat›lmas›na dayanan (sat›fl biçimi).
2.
Bu biçimde al›nan ya da sat›lan
(mal).
perçem
a. Far.
1.
Kâkül.
2.
Hayvanlarda
yelenin üst ucundan alna düflen bir tu-
tam k›l.
perçin
a. Far.
‹ki ya da daha çok levhay› bir-
birine ba¤lamak için geçirilen çivinin
ezilerek bafl durumuna getirlen ucu.
perçinlemek
(-i)
1.
‹ki ya da daha çok lev-
hay› perçinle tutturmak.
2.
mec.
Güç-
lendirmek, sa¤lamlaflt›rmak.
perçinleflmek
(nsz.) mec.
(dostluk, arka-
dafll›k vb. bir iliflki için) Güçlenmek,
sa¤lamlaflmak, pekiflmek.
perde
a. Far.
1.
Ifl›¤›, gürüflü, so¤u¤u en-
gellemek için bir aç›kl›¤›n, genellikle de
pencerelerin önüne gerilen örtü.
2.
Üzerine görüntü yans›t›lan yüzey:
sine-
ma perdesi.
3.
‹ki yeri ay›ran bölme:
tahta perde.
4.
tiy.
Bir tiyatro eserinin
ana bölümlerinden her biri.
5.
t›p
Kata-
rakt.
6.
Bir müzik eserini oluflturan ses-
lerin incelik ve kal›nl›k derecesi.
7.
mec.
Do¤ruyu görmeye engel olan fley:
esrar
perdesi.
perdelerini açmak
(tiyatro
için) yeni mevsimde oyunlar›na baflla-
mak.
perde arkas›
a.
Bir fleyin, bir olay›n görün-
meyen, bilinmeyen yan›:
Perde arkas›n-
da neler konufluldu¤unu bilmiyoruz.
perde ayakl›lar
ç. a. hayb.
(eski s›n›flan-
d›rmaya göre) Ördek, kaz, mart› giibi
parmaklar› aras›nda perde bulunan ve
suda yüzen kufllar tak›m›.
perdelemek
(-i)
1.
Bir fleyin önüne perde
çekmek.
2.
mec.
Bir olay›n, bir duru-
mun anlafl›lmas›n› engellemek, gizle-
mek.
perende
a. (pere’nde) Far.
Havada dönerek
at›lan düz ya da ters takla.
performans
a. Fr.
1.
Baflar›n›n, istenilen
sonucun elde edilmesini sa¤layan güç,
yetenek.
2.
Bir sporcunun atletik ve psi-
kolojik özelliklerinin düzeyini belirleyen
verimlilik.
3.
Motorlu bir tafl›ttan bekle-
nilen fleyleri belirten niteliklerin tümü.
pergel
a. Far. mat.
Eklemli iki koldan olu-
flan, yay ve çember çizmeye ve ölçme-
ye yarayan araç; yayçizer.
pergelleri
açmak
tkz.
uzun ad›mlarla yürümek.
perhiz
a. Far.
Sa¤l›¤› korumak, düzeltmek
amac›yla uygulanan beslenme düzeni;
rejim; diyet.
perhiz yapmak
sa¤l›¤› ko-
rumak, düzeltmek amac›yla bir beslen-
me düzeni uygulamak, rejim yapmak.
peri
a. Far.
1.
Do¤aüstü güçlere sahip ol-
du¤una inan›lan hayalî difli varl›k.
2.
mec.
Çok güzel, al›ml› kad›n.
peri bacas›
a. yerb.
Kolayl›kla afl›nabilen
kayalar›n oluflturdu¤u sivri kule ya da
piramit görünümünde yer biçimi.
periskop, -bu
a. Fr.
Denizalt›larda, tanklar-
da kullan›lan ve çevreyi görmeyi, arafl-
t›rmay› sa¤layan optik ayg›t.
periflan
ön a.
1.
Da¤›n›k, düzensiz, karma-
kar›fl›k:
Ev periflan bir durumdayd›.
2.
pentatlon
periflan
498
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 498