turkce sozluk - page 495

mak, patlamas›n› sa¤lamak.
2.
(
nsz.)
Tokat atmak.
3.
mec.
‹nsan›n sabr›n›
tüketmek:
Yeter art›k, flimdi patlayaca-
¤›m.
patlay›c›
a.
ve
ön a.
Bir patlamaya yol aça-
bilecek özellikte olan (madde).
patl›can
a. Ar. bitb.
1.
Patl›cangillerden,
uzunca genifl yaprakl›, kal›n sapl› otsu
bitki.
2.
Bu bitkinin mor renkli, uzunca
meyvesi.
patl›cangiller
ç. a. bitb.
‹ki çeneklilerden;
patl›can, domates, biber, patates, tütün
gibi bitkileri kapsayan, bitiflik taç yap-
rakl› ve otsu bitki familyas›.
pataloji
a. Fr. t›p
Hastal›klar bilimi.
pat pat
be.
1.
Üst üste vurmay› anlat›r:
Pat
pat diye ne vuruyorsun?
2.
Motor vb.
araçlar›n ç›kard›¤› sesi belirtir.
patrik, -¤i
a. Yun.
Ortodoks ve Do¤u kilise-
lerinin ruhani liderlerine verilen unvan:
Rum Patri¤i.
patrikhane
öz. a. Yun.+Far.
Patri¤in ve yar-
d›mc›lar›n›n görev yapt›¤› yer.
patron (I)
a. Fr.
1.
Bir ticari kurumun sahi-
bi, iflvereni.
2.
mec.
Bir ifl yerinde en
yetkili kifli.
patron (II)
a.
Bir kumafl›n biçilmesine, bir
giysinin dikilmesine örneklik eden kâ-
¤›t; kal›p.
patron ç›karmak
bir giysiye
ait parçalar›n çizili oldu¤u modelden,
üzerine k⤛t koyup kopya yoluyla çizip
kesmek.
pattadak
be. (pa’ttadak)
Beklenmedik (bir
anda ya da biçimde), birdenbire.
pavurya
a. (pa’vurya) Yun.
Bir tür yengeç.
pavyon
a. Fr.
1.
Geceleri aç›k içkili, müzik-
li e¤lence yeri.
2.
Bir kuruluflun ayn›
alan içindeki yap›lar›ndan her biri.
pay
a.
1.
Bölüflülmüfl bir bütünden, ilgili
kiflilerin her birine düflen bölüm; hisse.
2.
Eflit bölümlerden her biri:
Bunu üçe
bölün.
3.
mat.
Kesirlerde, bir bütünün
efl parçalar›ndan kaç tane al›nd›¤›n›
gösteren say›:
2/4 kesrinin pay› 2 say›-
s›d›r.
pay etmek
bölüflmek, üleflmek,
paylaflmak.
payanda
a. (paya’nda) Far.
Destek, daya-
nak.
payda
a. mat.
Kesirlerde, bir bütünün kaç
efl parçaya bölündü¤ünü gösteren say›:
2/4 kesrinin paydas› 4 say›s›d›r.
paydafl
a.
Pay› olanlardan her biri, hisse-
dar.
paydos
a. (pa’ydos) Yun.
1.
Çal›flmaya, ifle
ara ya da son verme.
2.
ünl.
‹fli b›rakma
zaman›n›n geldi¤ini bildirmek için söy-
lenir.
paydos etmek
çal›flmay›, ifl yap-
may› b›rakmak.
paye
a. (pa’ye) Far. esk.
Unvan, derece,
rütbe.
payidar
ön a. (pa:yida:r) Far. esk.
Kal›c›.
payidar olmak
kalmak, yok olmamak.
paylamak
(-i)
Bir kimseye hatas›, kusuru
nedeniyle sert sözler sözlemek, azarla-
mak.
paylaflmak
(-i)
1.
Her biri kendi pay›n› al-
mak, bölüflmek, üleflmek, pay etmek.
2.
mec.
Kat›lmak, ortak olmak:
Bu gö-
rüflünüzü ben de paylafl›yorum.
paytak, -¤›
ön a. Ar.
E¤ri, çarp›k bacakl›.
paytak paytak
be.
Ördek gibi iki yana sal›-
narak.
payton
a.
Fayton.
pazar
a. Far.
1.
Sat›c›lar›n belli günlerde ve
yerlerde mallar›n› sergileyip satmak
için bir araya gelerek oluflturduklar›
al›flverifl ortam›.
2.
Belli bir mal›n sat›l-
d›¤› yer:
bal›k pazar›.
3.
Bir ülkenin d›fl
sat›m yapma olana¤› buldu¤u ülke.
4.
Haftan›n yedinci günü, cumartesi ile
pazartesi aras›ndaki gün.
pazarc›
a.
Belli günlerde, belli yerlerde ku-
rulan pazarlarda mal satan kifli.
pazar ekonomisi
a. ekon.
Piyasa ekonomi-
si.
pazarlama
a. tic.
Bir mala, bir hizmete olan
talebin artmas›n› sa¤lamak amac›yla pi-
yasa araflt›rmas›, reklam, sat›fl eleman-
lar›n›n teflvik edilmesi, tüketicinin mala
ya da hizmete ulaflmas›n› kolaylaflt›r-
patlay›c›
pazarlama
495
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 495
1...,485,486,487,488,489,490,491,492,493,494 496,497,498,499,500,501,502,503,504,505,...688
Powered by FlippingBook