Oturup aç›klamaya çal›flt›m. Onlara her fleyi anlatt›m ve o gece
orada kal›p kalamayaca¤›m› sordum.
Mary:
– Tabi Miss Eyre, ama korkar›m pek rahat edemeyeceksiniz.
O s›rada bir zil çald›. Mary:
– Mr. Rochester bir fley istiyor, dedi.
Mary’ye, birinin onu görmek istedi¤ini söylemesini rica ettim. Ad›m›
söylememesini de an›msatt›m.
Birkaç dakika sonra döndü.
– Ad›n›z› bilmek istiyor, dedi. E¤er söylemezseniz sizi kabul etme-
yecek.
Bunu söylerken bir barda¤a su dolduruyordu. Barda¤› al›p:
– Bunu ona ben götüreyim, dedim.
Mary, oturma odas›n› gösterdi, içeri girdim. Pilot, ateflin önünde ya-
t›yordu. Beni gördü¤ü zaman heyecanlanarak kalkt›. Suyu masaya b›-
rak›rken:
– Yat Pilot, dedim.
Mr. Rochester, bana döndü, fakat bir fley göremiyordu. Çok üzgün
ve yaln›z bir görünümü vard›.
– Suyu bana ver Mary, dedi.
Verdim. Pilot hâlâ heyecanl›yd›.
Mr. Rochester:
– Ne oluyor? diye sordu. Sensin de¤il mi Mary?
– Mary mutfakta, dedim.
Elini uzatt›. Bana dokunmak istiyordu. Hemen:
– Kimsin? Kimsin? diye sordu. Yan›t ver, konufl, diye hayk›rd›.
– Pilot beni tan›d›. John ve Mary de öyle, dedim.
– Kimsin sen? Yoksa delirdim mi?
– Hay›r, efendim. Delirmediniz.
– Bu bir hayalet mi? Yaln›zca bir ses mi? Yoksa kendisi de burada
m›? Buraya gel. Sana dokunmak istiyorum. Seni göremiyorum. Seni
göremiyorum, ama dokunabilirim, diyerek elini uzatt›. Tuttum.
Yavaflça:
91