için; buzun üstünde aç›lm›fl bir deli¤in bafl›na oturup ç›t ç›karmadan
beklemekten baflka, hiçbir fley yapmak gerekmez. Bal›k, tam kafas›n›
ç›kar›rken Eskimo elindeki z›pk›n› saplay›verir. ‹flte hepsi o kadar.
Tüfeklerimizi s›rtlayarak, bazen biz de fok ve ay› bal›¤› av›na ç›k›-
yorduk. Yakalad›klar›m›z›n derilerinden giyecek ya da baflka eflyalar
yap›yorduk. Havalar›n bozuk ve f›rt›nal› oldu¤u günlerde; kulübemizde
oturup kemik ve tafl parçalar›ndan yapt›¤›m›z dama, dokuz tafl gibi ço-
cuk oyunlar› oynayarak vakit geçirmeye çal›fl›yorduk. Bazen de, ateflin
çevresine toplan›p içimizden birinin anlatt›¤› maceralar›, yaflad›¤› olay-
lar› dinliyorduk. Denizciler, hemen hemen dünyan›n her köflesini dolafl-
m›fl, bafllar›ndan bin bir serüven geçmifl insanlard›r; onlar›n öykülerini
dinlemek insana çok fley ö¤retir.
* * *
Marta do¤ru havalar biraz ›s›nd›. Buzlar›n üst tabakalar› cam gibi
fleffaflaflmaya bafllam›flt›.
Bundan yararlanarak; ilk ifl olarak, uzun zamandan beri giydi¤imiz
elbise ve çamafl›rlar›m›z› y›kad›k. Fakat çevremiz ve özellikle denizin üs-
tü, hâlâ buzlarla kapl›yd›. Henüz iyiye yoraca¤›m›z bir de¤ifliklik yoktu.
May›s›n ilk haftas›ndan sonra, ö¤lenleri görünen günefl, daha
uzun süre kalmaya bafllad›. Havada birkaç kufl da belirmiflti. Eskimo-
lar, baflka hayvanlar›n izlerini gördüklerini söylüyorlard›. Denizdeki buz-
lar da çözülmeye bafllam›flt›. Sahile yak›n yerlerden daha ilerisi, mas-
mavi suydu.
Tam bu günlerde, büyükçe bir kay›k yapmaya karar verdik. Hatta
bu düflüncemizi gerçeklefltirmek için, çal›flmaya bile bafllad›k. Fakat
birkaç hafta çal›flarak yar›s›n› tamamlad›¤›m›z tekne, bir gün devrilerek
parça parça olunca, bu iflten vazgeçtik.
David, yine karamsarl›¤a kap›lm›flt›.
– Sonumuz ne olacak bilmiyorum, dedi. San›r›m, burada ölüp gi-
dece¤iz.
Terence:
93
