– Belki de bunun notas› yoktur.
Düfles, Alice’e biraz daha yaklafl›p:
– Haylaz çocuk, her fleyin notas› vard›r, dedi.
Düfles’in kendine bu kadar sokulmas›ndan pek hofllan-
m›yordu Alice. Bir kere Düfles çok çirkindi. Ayr›ca, omzu-
nun üzerine dayanm›fl sipsivri bir çene hiç de hofluna git-
memiflti.
Birden Düfles’in Alice’e as›l› olan kolu tir tir titremeye
bafllad›. Alice, bafl›n› kald›rd› ve önlerinde, kollar›n› kavufl-
turmufl, homurdanan Kraliçe’yi gördü. Düfles, yavafl ve za-
y›f bir sesle:
– Güzel bir gün Kraliçe hazretleri, diye bafllad›. Kraliçe
aya¤›n› yere vurarak:
– Ya siz gidersiniz, ya da bafl›n›z. Zaman›n›z yok... He-
men seçin, diye gürledi.
Düfles, bir an içinde gözden kayboldu.
Kraliçe, Alice’e dönerek:
– Oyuna devam edelim, dedi.
Alice öyle korkmufltu ki, tek söz söyleyemedi ve sessiz-
ce oyun sahas›na do¤ru ilerleyen Kraliçe’yi izledi.
Öteki konuklar Kraliçe’nin yoklu¤unu f›rsat bilip gölge-
ye çekilmifl dinleniyorlard›; ama onun geldi¤ini görünce f›r-
lad›lar.
Oyun bütün h›z›yla bafllam›flt›. Kraliçe devaml› kavga
ediyor, “Bunun bafl›n› kesin, flunun kafas›n› kopar›n!...” di-
ye ba¤›r›yordu. Bafl› kesilecek oyuncular, gelen askerler
taraf›ndan götürülüyordu. Böylece yar›m saat sonra, saha-
da Kral, Kraliçe ve Alice’in d›fl›nda kimsecikler kalmam›flt›.
59