“Bunda hiç ümit yok.” diye itiraf etti Weedon Scott.
Kulübesinin basamaklar›na oturmufl k›zak sürücüsüne bak›-
yordu; onun duruflunda da ayn› ümitsiz ifade vard›.
Beraberce, gergin zincirinin ucunda kabar›p h›rlayarak, çevre-
sindeki di€er k›zak köpeklerine sald›rmak için k›vranan Beyaz Difl’i
izliyorlard›. Matt’ten sopayla ald›klar› çeflitli derslerden sonra kö-
pekler Beyaz Difl’i rahat b›rakmalar› gerekti€ini ö€renmifllerdi; o
kadar ki, ondan belli bir uzakl›kta serilmifl yatarken onun varl›€›n›n
fark›nda de€ilmifl gibi davran›yorlard›.
“O bir kurt, onu evcillefltiremezsin.” dedi Scott.
“Ben bundan o kadar emin de€ilim.” diye itiraz›n› belirtti Matt.
“Siz ne derseniz deyin, bunun içinde epeyce bir köpeklik özü var.
Hele benim iyi bildi€im bir fley var ki, buna kimse bir laf edemez.”
K›zak sürücüsü durdu ve Moosehide Da€›’na do€ru kendinden
emin bir ifadeyle bafl›n› sallamaya bafllad›.
Scott yeterince bir süre söylemesi için bekledikten sonra, “Pe-
kâlâ, ç›kar flu baklay› a€z›ndan da, biz de bilelim bakal›m ney-
mifl?”, diye ç›k›flt› Matt’e. “Söyle hadi.”
Matt baflparma€›yla arkas›ndaki Beyaz Difl’i göstererek, “Ha
kurt, ha köpek, hepsi ayn› fley; evcillefltirilmifl olduktan sonra…”
“Sahi mi?”
“Siz benim dedi€ime inan›n, üstelik k›zak koflumu bile takm›fl.
fiuraya iyi bak›n. Gö€sündeki izleri görüyor musunuz?”
79