lik, Kaptan Nemo’ya da güveniyordum. Bir gün, gemi-
sinden ayr›lmam›za ve keflfetti¤imiz fleyleri bütün dün-
yaya duyurmam›za izin verece¤ine inan›yordum.
Bir an; sözümden dönüp Ned’le gitmemeyi akl›mdan
geçirdim. O zaman Conseil de benimle kal›rd›. Fakat bu
Ned’e haks›zl›k olurdu. Yaflam›m› ona borçluydum. Ab-
raham Lincoln’den düfltü¤üm zaman beni o kurtarm›flt›.
Sonuçta, istemeyerek de olsa, notlar›m› toparlay›p
eflyalar›m› haz›rlad›m. Hepsini paketledikten sonra,
oturma odas›na geçip cam kaplar içindeki koleksiyonla-
r› son bir kez gözden geçirmeye bafllad›m.
Acaba Kaptan Nemo ard›m›zdan neler düflünürdü?
Bir “Hoflça kal” bile demeden ayr›lmak nankörlük olmaz
m›yd›? Fakat vedalaflmak demek, kaçma tasar›m›z›
aç›klamak demekti; o zaman kaçma ifli suya düflerdi.
Saatler ilerledikçe s›k›nt›m art›yordu. Ya Kaptan Ne-
mo taraf›ndan yakalan›rsak?
Akflam yeme¤imi, her zamanki gibi saat yedide ge-
tirmifllerdi. Yemeye çal›flt›m, bo¤az›mdan birkaç lokma-
dan fazlas› geçmedi. Kaç›fl için yola ç›kmam›za iki saat
kalm›flt›.
Sonunda, giyinip eflyalar›m› alma zaman› geldi. Oda-
ma gidip fok derisi gocu¤umu ve meflin çizmelerimi giy-
dim. Art›k odamdan ayr›labilirdim. Gemide, makinelerin
sesinden baflka ç›t ç›km›yordu. Oturma odas›na gidip ve
Ned’in iflaretini beklemeye bafllad›m.
Az sonra, makinelerin sesi azald›, bir süre sonra da
53