KÖLE DÜKKÂNI
Bu konuflmadan iki gün sonra, içlerinde Tom’un da bulundu¤u
Augustin Saint Clare’e ait yar›m düzine köle, tüccar Skeggs
(Skeg)’e, sat›lmak üzere teslim edildi.
Köle tüccarlar›, satacaklar› kölelerin gürültücü ve nefleli olmala-
r›n› isterler. Bu, onlar›n sat›fl›n› kolaylaflt›r›r. Gürültü ve nefle kölele-
ri, düflüncenin derinli¤inden kurtar›r. Bir kenara çekilip öylece düflü-
nen zencilere tehlikeli gözüyle bak›l›r.
Köle sat›fl›n›n yap›ld›¤› yuvarlak salonun ucunda üç kürsü var-
d›. Kürsülerden ikisine, a¤z› lâf yapan ve Frans›zcayla kar›fl›k ‹ngi-
lizce konuflan iki art›rmac› ç›km›fl, sat›fl› k›z›flt›r›yorlard›. Üçüncü
kürsüyse bofltu; sat›fl›n bafllamas›n› bekliyorlard›. ‹flte bu kürsünün
çevresinde, Tom ve Saint Clare’in öteki köleleri s›ralanm›fl, bekliyor-
lard›.
Tom, çevresine düflünceli gözlerle bakarken, kendisini almak
için kimin baflvurabilece¤ini kestirmeye çal›fl›yordu. Al›c› kalabal›¤›-
n›n aras›nda Saint Clare’e benzer hiç kimseyi göremiyordu.
Art›rmada, önce Adolph, sonra öteki köleler çeflitli kiflilere sat›l-
d›lar. Tom, sat›fla en son ç›kar›ld›. Al›c›lar›n aras›ndaki iri yar› bir
adam Tom’a yaklaflt›. Giysileri pis, üstü bafl› bak›ms›z bir adamd›.
80
