116
n›n yaz›lar›n› düzeltiyordu. Üç dört
ay kadar sonra hiçbir gerekçe gös-
termeden Tanin’i b›rakt›. Ama bu
defa Afliyan’a çekilmedi, kendisine
önerilen Mektebi Sultani müdürlü-
¤ünü 1909’da kabul etti. Görevine
“bütün samimiyeti ve kuvvetiyle”
sar›lan Fikret, Mektebi Sultani’yi
Avrupa ayar›nda bir okul durumu-
na getirmek, Do¤ulu taraflar›ndan
temizlemek istiyordu. Ancak Maarif
Naz›r› (Millî E¤itim Bakan›)’n›n bir
müdahalesi üzerine coflkuyla yü-
rüttü¤ü bu görevden de istifa etti.
Bakanl›¤›n bütün ›srarlar›na ra¤-
men istifas›n› geri almad›.
Yeniden Rumelihisar›’ndaki Afli-
yan’›na çekilen Fikret, bundan son-
ra herhangi bir devlet hizmetine
girmedi, yaln›zca Robert Kolejinde-
ki ö¤retmenli¤ine devam etti. Mefl-
rutiyet sonras›nda da istedi¤ini bu-
lamam›fl olmaktan ötürü küskün ve
öfkeliydi. Ama ülke sorunlar›yla il-
gilenmeyi sürdürdü. Yönetici kad-
rolarla iliflkisini kesmesi, kötülükle-
re karfl› sesini yükselten, kimseye
boyun e¤meyen kiflili¤i onu günde-
sonra yazd›¤›
Do¤an Günefle
ve
Rü-
cu
fliirlerinde yeni düzeni alk›fll›-
yordu: Sonunda ufuk aç›lm›fl ve bü-
tün gösterifliyle hürriyet do¤mufltu.
Daha önceki lanetlerini geri al›yor-
du. Onlar millete azap veren, haka-
ret eden, onu çamurlayan ne kadar
kir varsa kucaklam›fl bir çevreye
aitti. fiimdi o kötülük gecesinden
uzakt›k, gözlerimiz ayd›nl›k bir sa-
baha aç›l›yordu.
Meflrutiyetin heyecan›yla Fikret, in-
zivas›ndan ç›kt›, Hüseyin Cahit
(Yalç›n)’le birlikte “Tanin” adl› ga-
zeteyi ç›kard›. Ancak kendisi yaz›
yazmaya yanaflm›yor, gazetenin
teknik iflleriyle u¤rafl›yor, baflkalar›-
O¤lu Haluk
Tevfik Fikret ve efli