19
• aç›k vermek:
1.
Gelir gider dengesini tutturamay›p borçlu duruma
düflmek.
Aile bütçemiz bu ay da aç›k verdi.
2.
Gizlenmek istenen fleyi fark›nda olmadan belli etmek.
Konuflurken aç›k verince, onun da o iflin içinde oldu-
¤u anlafl›ld›.
• aç›k yürekli:
Gizli yönü olmayan, içinde kötülük tafl›mayan ve düflün-
dü¤ünü söyleyen kimseler için kullan›l›r.
Aç›k yürekli biri oldu¤u için onu baflkan seçmifllerdi.
• aç›l›p saç›lmak:
Kapal› giyim biçimini b›rak›p çok aç›k giyinmeye baflla-
mak.
Birden aç›l›p saç›l›nca bütün aile flafl›rm›flt›.
• aç karn›na:
Hiçbir fley yememifl olmak, mide boflken.
Aç karn›na bir fley yapamam.
• açl›ktan nefesi kokmak:
Yoksulluk içinde bulunmak.
Aylard›r iflsiz, açl›ktan nefesi kokuyor.
• açl›ktan ölmek:
Dayan›lmaz ölçüde ac›kmak.
Dün akflamdan beri hiçbir fley yemedim, açl›ktan ölüyo-
rum.
• açmaza düflmek:
‹çinden ç›k›lmas› zor bir duruma girmek.
Ekonomik bunal›m bafllay›nca ben de herkes gibi açma-
za düfltüm.
• aç susuz kalmak:
Yoksul bir duruma düflmek.
Babalar› ölünce aç susuz kald›lar.
Deyimler/013-023 21/07/2010 21:05 Page 19
