27
• a¤›z kalabal›¤›na getirmek:
Konu d›fl›, gereksiz sözlerle karfl›s›ndakini flafl›rtarak
amac›na ulaflmak.
A¤›z kalabal›¤›na getirerek otomobilimi ucuza sat›n al-
d›.
• a¤›z kavgas›:
bk. a¤›z dalafl›.
• a¤›z kokusu:
Bir kimsenin çekilmez davran›fllar›, istekleri, sözleri.
Onun a¤›z kokusunu çekecek durumda de¤ilim.
• a¤›zlara lay›k:
bk. a¤z›na lay›k.
• a¤›zlara sak›z olmak:
Dikkati çeken bir yönünden dolay› herkesin a¤z›nda
konuflulur olmak.
A¤›zlara sak›z olan bu olay›n gerçek nedenini hâlâ bil-
miyoruz.
• a¤›z flakas›:
Sözle yap›lan flaka.
A¤›z flakas›n› el flakas›na ye¤lerim.
• a¤›z tad›yla:
1.
Lezzetini anlayarak.
Yeme¤imi her zaman a¤›z tad›yla yerim.
2.
Dirlik, düzenlik, rahatl›k içinde.
Susun da a¤›z tad›yla bir yemek yiyelim.
• a¤›z yapmak:
Karfl›s›ndakini kand›rmak, yan›ltmak amac›yla gerçe¤i
söylemekten kaç›narak konuflmak.
A¤›z yapmay› b›rak, sinemaya gitmek istedi¤ini biliyo-
rum.
Deyimler/024-034 21/07/2010 21:05 Page 27