 
          26
        
        
          • a¤›t yakmak:
        
        
          A¤›t söylemek, a¤›t düzmek.
        
        
          Ölen kocas›n›n ard›ndan a¤›t yak›yordu.
        
        
          • a¤›z açmamak:
        
        
          Hiçbir fley söylememek, susup kalmak.
        
        
          O kadar flafl›rd›m ki a¤z›m› açamad›m.
        
        
          • a¤›z a¤›za vermek:
        
        
          Baflkalar› duymayacak biçimde iki kifli yak›n durarak ko-
        
        
          nuflmak.
        
        
          A¤›z a¤›za vermifller, dünyay› unutmufllard›.
        
        
          • a¤›z aramak (yoklamak):
        
        
          Bir kimseden ö¤renmek istenilen fleyi söyletecek yönde
        
        
          konuflmak.
        
        
          Ö¤leden sonra nereye gitti¤ini ö¤renmek için a¤z›n›
        
        
          arad›m.
        
        
          • a¤›z birli¤i etmek:
        
        
          Bir konuda ayn› fleyleri söylemek için anlaflmak.
        
        
          A¤›z birli¤i etmifl gibi hepimiz “Hay›r” dedik.
        
        
          • a¤›z dalafl›:
        
        
          Karfl›l›kl› a¤›r sözler söyleyerek yap›lan at›flma, çekifl-
        
        
          me.
        
        
          A¤›z dalafl›na girmeyin, sonra ikiniz de üzülürsünüz.
        
        
          • a¤›z de¤ifltirmek:
        
        
          Önce söyledi¤ini baflka türlü söylemeye bafllamak.
        
        
          Tan›k, ikinci duruflmada a¤›z de¤ifltirdi.
        
        
          • a¤›z dolusu (küfür):
        
        
          Birbiri ard›nca, arka arkaya söylenen (küfür).
        
        
          Bir daha futbol maç›na gitmeyece¤im. Orada a¤›z
        
        
          dolusu küfür ediyorlar.
        
        
          Deyimler/024-034  21/07/2010  21:05  Page 26