24
• ad takmak:
Bir kimseye, özel ad› d›fl›nda, dikkat çeken özelli¤ine
göre bir ad vermek.
Ona “Virgül” ad›n› takm›flt›k.
• ad yapmak:
Bir alanda ün kazanmak.
Müzik alan›nda ad yapm›fl bir sanatç›yd›.
• aforoz
(*)
etmek (birini):
‹lgiyi kesip uzaklaflt›rmak, yak›n› olmaktan ç›karmak.
Gruba uyum sa¤layamay›nca onu aforoz ettiler.
• a¤›r aksak:
Çok yavafl olarak.
Köprünün yap›m› a¤›r aksak gidiyordu.
• a¤›r basmak:
Etkisi di¤erlerinden daha fazla olmak.
Annemin düflüncesi daha a¤›r basm›flt›.
• a¤›rbafll›:
Davran›fllar› ölçülü, olgun kimse.
Çevresinde a¤›rbafll› bir genç olarak tan›n›rd›.
• a¤›rdan almak:
Bir ifli gereken süre içinde bitirmemek; gönülsüz, istek-
siz davranmak.
Ütü yapmaktan hofllanmad›¤› için a¤›rdan al›yor.
• a¤›r gelmek:
1.
Yap›lmas› güç gelmek.
Çiçek dikmek ona a¤›r geldi.
2.
bk. gücüne gitmek.
• a¤›r hastal›k:
Tehlikeli, ölümcül hastal›k.
Kardefli a¤›r hastal›k geçirmiflti.
(*) aforoz:
Hristiyanl›kta kilise taraf›ndan verilen “cemaatten kovma”
cezas›.
Deyimler/024-034 21/07/2010 21:05 Page 24