402
• tepesi atmak:
Birdenbire öfkeye kap›lmak.
O söz üzerine tepesi atm›flt›.
• tepesinde bitmek (birinin):
Beklenmedik bir anda yan›na gelmek.
Yolda yürürken tepemde bitti.
• tepesinden kaynar sular dökülmek:
Üzücü bir durumun verdi¤i s›k›nt›yla ter içinde kalmak.
Yalan söyledi¤i anlafl›l›nca tepesinden kaynar sular dö-
küldü.
• tepesine binmek:
‹stedi¤ini yapt›rmak için bask› alt›na almak.
Tepesine binip istedi¤ini elde etti.
• tepesine ç›kmak:
fi›mar›kl›k yaparak istedi¤ini elde etmeye çal›flmak.
Sustukça tepemize ç›k›yor.
• tepesi üstü:
Tepesi afla¤› gelecek biçimde.
Tepesi üstü düflmüfl.
• tepe tepe kullanmak:
Y›pran›p y›pranmayaca¤›n› düflünmeden hoyratça, k›-
yas›ya kullanmak.
Bisikletini tepe tepe kullan›yordu.
• teraziye vurmak:
‹yice tartarak düflünmek.
Bu konuyu önce teraziye vurdu, sonra karar›n› verdi.
• ter basmak:
S›k›nt›dan, heyecandan ter içinde kalmak.
S›navda ter basm›flt›.
• ter dökmek:
Bir ifli yapmak için u¤rafl vermek.
Bu makineyi onarmak için çok ter dökmüfltüm.
Deyimler/385-404 21/07/2010 21:01 Page 402