yaflamad›; çünkü k›z›n›n do¤umundan beri güçsüz düflmüfl-
tü. K›rk›nc› gün, bak›c›lar›na bebe¤i getirmelerini emretti.
Onu öptü ve kutsad›.
O ça¤da M›s›rl›lar, her insan›n bir “Ka”s›, yani ikinci varl›-
¤› oldu¤una inan›rlard›. Bu, gerçek kifliye t›pat›p benzeyen bir
ruhtu. Gerçek kifli uzaklafl›nca Ka’s›n› geride b›rak›rd›. Bu ruh
o kifliyi korurdu, tehlike s›ras›nda onun yerini al›rd›. Kraliçe
Ahura, Sabah Y›ld›z›’n›n Ka’s›n›n kollar›nda yatt›¤›n› gördü;
Ka ona, Sabah Y›ld›z›’n›n yaflam›n› her tür tehlikeden koru-
yaca¤›n› söylüyordu.
Kraliçe Ahura, Tanr› Amen’in kendisini ça¤›rd›¤›n› söyledi;
çünkü çocu¤un do¤umu karfl›l›¤›nda kendi yaflam›n› ala-
bilece¤i sözünü vermiflti. Böylece Ahura, kocas› Firavun’a
gülümseyerek mutlu bir hâlde öldü.
Kraliçe’nin cesedi, ›rma¤›n ötesindeki Krallar Vadisi’ne
götürüldü. Mezar›na konuldu; kumlar, yeri bulunmayacak fle-
kilde onu örttü.
Bebek büyüyordu. Alt› ayl›k olunca, Amen rahibesinin evi-
ne götürüldü. O s›rada, Amen tap›na¤›ndaki muhaf›z komuta-
n› Mermes adl› bir subayd›. O, Asti adl› bir büyücü kad›nla ev-
liydi. Mermes, flimdiki firavunlar ailesinden önce firavunlar
vermifl olan bir ailedendi. Bu aile, flimdiki firavunun ba¤l› ol-
du¤u aile taraf›ndan kovulmufltu. Firavun’a dan›flmanlar›, on-
lar›n kendisine karfl› ayaklanaca¤›n› ve yerine geçmeye çal›-
flaca¤›n›, Mermes’le kar›s›n› öldürmek gerekti¤ini söylemifl-
lerdi. O Mermes’i öldürtmedi, onu ça¤›rt›p her fleyi anlatt›.
23