159
        
        
          baycan Cumhuriyeti’ni denetim alt›nda
        
        
          tuttu. Yeni cumhuriyet, ‹tilâf Devletle-
        
        
          rince 15 Ocak 1920’de fiilen tan›nd›.
        
        
          Ancak 28 Nisan 1920’de K›z›lordu’nun
        
        
          Azerbaycan’a girmesi üzerine Azerbay-
        
        
          can hükûmeti Bolflevik yönetime teslim
        
        
          oldu. Böylece Asya topraklar›nda kuru-
        
        
          lan ilk Türk Cumhuriyeti sona erdi. He-
        
        
          men ard›ndan kurulan Azerbaycan Sov-
        
        
          yet Sosyalist Cumhuriyeti, 1922’de
        
        
          Transkafkasya SFSC’ye kat›ld›; 5 Ara-
        
        
          l›k 1936’da Sovyetler Birli¤i’ne ba¤l›
        
        
          cumhuriyetlerden biri oldu. 23 Eylül
        
        
          1989’da egemenli¤ini, 30 A¤ustos
        
        
          1991’de de ba¤›ms›zl›¤›n› ilân eden
        
        
          Azerbaycan, SSCB’nin da¤›lmas›n›n ar-
        
        
          d›ndan kurulan Ba¤›ms›z Devletler
        
        
          Toplulu¤u’na kat›ld›. Ba¤›ms›zl›¤›n› ka-
        
        
          zand›ktan sonra Türkiye ile iliflkilerini
        
        
          gelifltirmeye özen gösterdi.
        
        
          
            Az›nl›k Okullar›
          
        
        
          Türkiye’de Müslüman olmayan az›nl›k-
        
        
          lar›n özel yasaya göre açt›¤› okullar. Bu
        
        
          okullar›n her türlü gideri, ilgili az›nl›¤›n
        
        
          yapt›klar› ba¤›fllarla karfl›lan›r. Osmanl›
        
        
          Devleti’nde her türlü denetimin d›fl›nda
        
        
          kalan az›nl›k okullar›n›n say›s›, I.Meflru-
        
        
          tiyet’in ilân›ndan (1876) sonra giderek
        
        
          artt› ve II.Meflrutiyet’in (1908) getirdi¤i
        
        
          özgürlükçü ortamdan yararlanarak faali-
        
        
          yetlerini denetimden uzak bir flekilde
        
        
          sürdürdüler. Lozan Antlaflmas› ile az›n-
        
        
          l›k okullar› devlet denetimine al›nd›. Di-
        
        
          nî ve siyasî propaganda yasakland›.
        
        
          1925-1926 y›llar›nda bu okullarda Türk-
        
        
          çe, tarih, co¤rafya ve yurtbilgisi dersle-
        
        
          rinin Türk ö¤retmenler taraf›ndan Türk-
        
        
          çe okutulmas›, ders kitaplar›nda Türklük
        
        
          aleyhinde yaz›lar olmamas›, Türk mü-
        
        
          fettifller taraf›ndan denetlenmesi hükmü
        
        
          getirildi. 1965 y›l›nda kabul edilen 625
        
        
          Say›l› Özel Ö¤retim Yasas› ile yabanc›-
        
        
          lar›n ve az›nl›klar›n yeni okul açmalar›
        
        
          ve okul binas› yapmalar› yasakland›.
        
        
          
            Az›nl›klar
          
        
        
          Yerleflti¤i ülke halk›ndan din, dil, ›rk vb.
        
        
          özellikler bak›m›ndan farkl› topluluklar.
        
        
          Türkiye’de az›nl›k denince akla, Müslü-
        
        
          man olmayan Rumlar, Ermeniler ve Ya-
        
        
          hudiler gelir. Bu az›nl›k grubundan
        
        
          Rumlar ve Ermeniler, Millî Mücadele
        
        
          döneminde Yunan kuvvetleriyle ve ‹ti-
        
        
          lâf Devletleri’yle iflbirli¤i yaparak Türk-
        
        
          lerin kurtulufl çabalar›n› baltalamak için
        
        
          çeflitli örgütler kurdular. Rum örgütleri-
        
        
          nin en büyük amac› tarihi Pontus Devle-
        
        
          ti’ni diriltmekti. Mondros Mütarekesi’ni
        
        
          Osmanl› Devleti’nin sonu sayan Sam-
        
        
          sun çevresindeki Rumlar, bölgede ted-
        
        
          hifl çeteleri kurdular. Rumlar›n bu faali-
        
        
          yetini aç›kça destekleyen ‹ngilizler,
        
        
          Türklerin Rumlara iflkence yapt›¤›n› id-
        
        
          dia ederek bölgeye asker gönderdi.
        
        
          Rumlar›n Türklere karfl› giriflti¤i bu bal-
        
        
          talama ve iflkence hareketlerinin en yo-
        
        
          ¤un oldu¤u kesim Ege Bölgesi’ydi.
        
        
          Özellikle ‹zmir’de çok kalabal›k bir
        
        
          Rum toplulu¤u bar›n›yordu. Rumlar›n
        
        
          Millî Mücadele y›llar›nda adland›r›lma-
        
        
          m›fl bir baflka örgütlenifli de iflgal alt›n-
        
        
          daki ‹stanbul’da görüldü. 1915’e kadar
        
        
          uygulanan tehcir siyaseti sonras› Türki-
        
        
          ye’den ayr›lan ve büyük bir bölümü Su-
        
        
          riye, Lübnan, Ürdün gibi ülkelere yerle-
        
        
          flen veya küçük gruplar hâlinde Fransa
        
        
          ve ‹ngiltere’ye da¤›lan Ermenileri, ‹ngi-
        
        
          liz ve Frans›zlar beraberlerinde Türki-
        
        
          ye’ye yeniden getirip bunlar›n özellikle
        
        
          Adana ve çevresinde Ermeni alaylar›
        
        
          kurmalar›na önayak oldular. Ancak, da-
        
        
          ¤›lm›fl millî ordunun görevini yüklenen
        
        
          yerel milis teflkilât› da Ermenilerin bu
        
        
          giriflimlerine ayn› fliddetle karfl› ç›kt› ve
        
        
          iflgal ettikleri her yeri bask›nlar ve kanl›
        
        
          çarp›flmalarla geri ald›lar. Ermenilerin
        
        
          Güney Anadolu’daki faaliyetlerinin ya-
        
        
          n› s›ra, Sovyet topraklar›nda kurulan Er-
        
        
          menistan Cumhuriyeti’nin Kuzeydo¤u
        
        
          Anadolu’da giriflti¤i istilâ hareketi de
        
        
          Kâz›mKarabekir komutas›ndaki 15.Ko-
        
        
          lordu taraf›ndan bast›r›ld›. Üçüncü az›n-
        
        
          l›k grubu olan Musevîler, Millî Mücade-
        
        
          le döneminde Rum ve Ermenilerinkine
        
        
          benzer örgütlenme çabalar›na giriflecek
        
        
          yerde, durumu malî ve ticarî yönlerden
        
        
          kendi ç›karlar›na göre de¤erlendirmekle
        
        
          yetindiler. Cumhuriyet’ten önce Türki-
        
        
          ye’de ticarî ve iktisadî faaliyet alanlar›-
        
        
          n›n %50’den ço¤u az›nl›klar›n elindey-
        
        
          di. Hatta bankac›l›k, sigortac›l›k, ithalât
        
        
          ve ihracat gibi baz› konularda az›nl›kla-
        
        
          r›n hâkimiyeti %90’› buluyordu. Yaban-
        
        
          c› sermayenin söz sahibi oldu¤u tefeci-
        
        
          lik faaliyetini büyük ölçüde Musevîler
        
        
          yürütüyor, ticaret ve sanayi Rumlar›n
        
        
          elinde bulunuyor, 1915’teki tehcirden
        
        
          sonra say›lar› bir hayli azalan Ermeniler
        
        
          ise sanayi ve küçük zanaatla u¤rafl›yor-
        
        
          lard›. Kurtulufl Savafl› sonras›nda az›n-
        
        
          l›klar›n etkinliklerinin azalt›lmas›na ‹z-
        
        
          mir ‹ktisat Kongresi’nde (1923) al›nan
        
        
          kararlar öncülük etti. Daha sonra bir k›s-
        
        
          m› Rumlar›n Bat› Trakya’daki Türklerle
        
        
          yer de¤ifltirmesi sonucu Türkiye’de tica-
        
        
          rî ve iktisadî hayata Türkler hâkim ol-
        
        
          maya bafllad›.
        
        
          
            Az›nl›klar Sorunu
          
        
        
          Kurtulufl Savafl› sonras› Türkiye Cum-
        
        
          huriyeti Devleti s›n›rlar› içinde kalan
        
        
          az›nl›klar›n durumuyla ilgili olarak Lo-
        
        
          zan Antlaflmas›’yla belirlenen statü.
        
        
          Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ulus-
        
        
          lararas› konumunu belirleyen Lozan
        
        
          Antlaflmas›’nda, ülkede egemen ko-
        
        
          numda bulunmayan az›nl›klar›n hak ve
        
        
          özgürlükleri saptanarak, Müslüman ol-
        
        
          mayanlar az›nl›k say›ld›. Antlaflman›n
        
        
          40.maddesine göre: “Az›nl›klar, dolafl-
        
        
          ma, göç etme özgürlüklerinden, Müslü-
        
        
          manlar›n yararland›klar› yurttafll›k hak-
        
        
          lar›ndan yararlan›rlar. Özel ve ticarî
        
        
          iliflkilerinde, haberleflmede, dinî tören-
        
        
          lerde, mahkemelerde kendi dillerini
        
        
          kullanabilirler. Az›nl›klar, hay›r kurum-
        
        
          lar›, dinî ve sosyal kurumlar, e¤itim ku-
        
        
          rumlar› kurmak, yönetmek, denetle-
        
        
          mek, buralarda kendi dillerini konufl-
        
        
          mak, ibadetlerini yapmak konusunda
        
        
          Müslümanlarla eflit say›l›rlar; onlara ta-
        
        
          n›nan güvenceden yararlan›rlar.” Ant-
        
        
          laflmaya göre, Yunanistan’da kalan
        
        
          Türklere de ayn› haklar tan›nd›. Türk
        
        
          Medenî Kanunu’nun kabulünden
        
        
          (1926) sonra, Türkiye’deki az›nl›klar,
        
        
          Lozan Antlaflmas›’ndaki haklar›ndan
        
        
          vazgeçtiler. Kendilerinin de, Türk Me-
        
        
          denî Kanunu hükümlerine uymak ko-
        
        
          nusundaki istekleri, hükûmet taraf›ndan
        
        
          kabul edildi.
        
        
          
            Az›nl›klar Sorunu
          
        
        
          
            ‹stanbul Karaköy’deki Galata Rum Okulu
          
        
        
          
            Az›nl›k okullar›nda okutulan Türkçe, Türkiye
          
        
        
          
            Tarih ve Co¤rafyas› dersleriyle ilgili tedrisat
          
        
        
          
            program›n›n kapa¤› (1924).