183
        
        
          alt›nda birlefltirildi. 8 Temmuz 1920’de
        
        
          iflgal edilen Bursa, Yunan kuvvetlerinin
        
        
          üslendi¤i en önemli merkezlerden biri
        
        
          durumuna geldi. Sevr Antlaflmas›’n› im-
        
        
          zalamas› için Ankara Hükûmeti’ni s›k›fl-
        
        
          t›rmaya ve Bat› Cephesi birliklerinin di-
        
        
          rencini k›rmaya yönelik yeni bir Yunan
        
        
          sald›r›s›, Temmuz 1921’de Bursa ve gü-
        
        
          neyinden geldi. Türk birlikleri, bu sald›-
        
        
          r›ya karfl›l›k verecek haz›rl›klar› tamam-
        
        
          lamad›¤›ndan düzenli olarak geri çekil-
        
        
          meye karar verildi. Bu çekilme, Sakarya
        
        
          Irma¤›’n›n do¤usuna kadar sürdü. Bu
        
        
          arada Yunan kuvvetleri, 17 Temmuz
        
        
          1921’de Kütahya’y› ve 20 Temmuz
        
        
          1921’de Eskiflehir’i iflgal etti. 23 A¤us-
        
        
          tos 1921’de Bat› Cephesi’nin en önemli
        
        
          savafllar›ndan biri olan Sakarya Savafl›,
        
        
          Yunan ordusunun sald›r›s›yla bafllad› ve
        
        
          22 gün 22 gece devam etti ve Türk ordu-
        
        
          suna önemli bir baflar› kazand›rd›. Bafl-
        
        
          komutan Mustafa Kemal Pafla’n›n, Sa-
        
        
          karya Irma¤›’n›n bat›s›na sürdü¤ü Yu-
        
        
          nan ordusuna son darbeyi indirebilmek
        
        
          için bir y›l süren haz›rl›klar yap›ld›. Bu
        
        
          uzun haz›rl›k döneminden sonra, 26
        
        
          A¤ustos 1922’de yine Mustafa Kemal
        
        
          Pafla’n›n baflkomutanl›¤›nda Büyük Ta-
        
        
          arruz bafllad›. Bat› Cephesi birlikleri, 30
        
        
          A¤ustos 1922’de Baflkomutanl›k Mey-
        
        
          dan Savafl›’nda Yunan ordusuna karfl›
        
        
          büyük bir zafer kazand›. ‹zmir’e do¤ru
        
        
          çekilen Yunanl›lar› izleyen Türk birlik-
        
        
          leri, 9 Eylül 1922’de ‹zmir’e girdi. Bü-
        
        
          yük Taarruz’un ard›ndan Mudanya’da
        
        
          bafllayan ateflkes görüflmelerine ‹smet
        
        
          Pafla, Bat› Cephesi Komutan› olarak ka-
        
        
          t›ld›. Ateflkesin ard›ndan, ‹smet Pafla bu
        
        
          görevinden ayr›larak Hariciye Vekili
        
        
          (D›fliflleri Bakan›) oldu. Bat› Cephesi
        
        
          Komutanl›¤›’n› ise Genelkurmay Bafl-
        
        
          kan› Fevzi Pafla (Çakmak) üstlendi. Lo-
        
        
          zan Antlaflmas›’n›n imzalanmas›n› taki-
        
        
          ben, 1 Eylül 1923’te Bat› Cephesi karar-
        
        
          gâh› kald›r›ld›.
        
        
          
            Bat› Cephesi (Garp Cephesi)
          
        
        
          
            Ali Fuat Cebesoy
          
        
        
          
            Bat› Cephesi Komutan› ‹smet Pafla (‹nönü), Kurmay Baflkan› As›m Gündüz’le karargâh çad›r› önünde.
          
        
        
          Efendiler, Büyük Millet Meclisi, Bakanlar’›n (‹cra Vekilleri) seçimi ile ilgili 2 May›s 1920
        
        
          tarihli kanunla, Genelkurmay ifllerini de yürütmek üzere, Büyük Millet Meclisi’nde 11
        
        
          bakanl› bir Bakanlar Kurulu (‹cra Vekilleri Heyeti) meydana getirdi.
        
        
          Görülüyor ki, Meclis’in aç›l›fl tarihi olan 23 Nisan’dan bu yana bir hafta kadar zaman
        
        
          geçmifl bulunuyor. Bu süre içinde memleket ve millet iflleri ve özellikle y›k›c› ak›m ve
        
        
          faaliyetlere karfl› tedbir alma hususu elbette bir an bile gecikemezdi ve gecikmemifl-
        
        
          tir. Yaln›z, Bakanlar Kurulu’nun seçimi ile ilgili kanun ç›kt›¤› zaman, Meclis’çe bakan-
        
        
          l›¤a seçilen kimselerden baz›lar›, daha önce fiilî olarak göreve bafllam›fllar ve bana
        
        
          yard›m ediyorlard›. Bu arada ‹smet Pafla Hazretleri de Genelkurmay ifllerini üstlenmifl
        
        
          bulunuyordu.
        
        
          Efendiler, bu münasebetle bir noktay› belirtmeyi gerekli buluyorum: O günlerde, mev-
        
        
          cut arkadafllar›n hangi ifllerde görevlendirileceklerinin uygun olaca¤› düflünülürken,
        
        
          Genelkurmay Baflkanl›¤› için ‹smet Pafla’y› tercih etmifltim. Ankara’da bulunan Refet
        
        
          Pafla, beni özel olarak görerek bilgi vermemi istedi. Anlamak istedi¤i, Genelkurmay
        
        
          Baflkanl›¤›’n›n en yüksek askerî makam olup olmad›¤› noktas›yd›. Benden, söz konusu
        
        
          makam›n en yüksek askerî makam oldu¤u ve ondan daha yüksek makam›n Millet Mec-
        
        
          lisi olaca¤› cevab›n› al›nca, buna itiraz etti. ‹smet Pafla’n›n, baflkomutanl›k demek olan
        
        
          bu durumuna raz› olamayaca¤›n› söyledi. Görevin çok önemli ve nazik oldu¤unu, be-
        
        
          nim bütün arkadafllar hakk›ndaki bilgi ve tarafs›zl›¤›ma güvenmenin uygun olaca¤›n›
        
        
          söyledim. Kendisinin böyle bir iddiada bulunmas›n›n yak›fl›k almad›¤›n› da ilâve ettim.
        
        
          Efendiler, daha sonra Bat› Cephesi Karargâh›’nda görüfltü¤üm Fuat Pafla da, ‹smet Pa-
        
        
          fla’n›n Genelkurmay Baflkanl›¤›’na kesinlikle karfl› ç›kt›. Fuat Pafla’y› da, duruma en uy-
        
        
          gun olan çözüm yolunun kabulündeki zarurete inand›rmaya çal›flt›m. Refet ve Fuat
        
        
          Pafla’lar›n kendilerine has baz› düflüncelerine ilâve ettikleri itiraz fluydu: Kendileri da-
        
        
          ha önce Anadolu’da benimle birlikte çal›flm›fllar. Fakat ‹smet Pafla sonradan kat›lm›fl.
        
        
          Oysa, bundan önceki konuflmalar›mda, s›ras› ve yeri geldi¤i için arz etmifltim ki, ‹smet
        
        
          Pafla, benim ‹stanbul’dan ayr›lmamdan önce benimle iflbirli¤i yapm›flt›. Daha sonra
        
        
          Anadolu’ya gelmifl ve birlikte çal›flm›flt›k. Fakat Fevzi Pafla Hazretleri’nin Harbiye Na-
        
        
          z›rl›¤›’na gelmesi üzerine baz› önemli düflüncelerle ve özel görevle tekrar ‹stanbul’a
        
        
          gönderilmiflti. Bu bak›mdan düflünce ve iflbirli¤inde k›dem söz konusu olamazd›.
        
        
          Genelkurmay ifllerinin ilk defa ‹smet Pafla’ya verilmesinde isabetsizlik olsayd›, bu ko-
        
        
          nuda Fevzi Pafla Hazretleri’nin de beni uyarmalar› bir vatan görevi olurdu. Oysa, Pa-
        
        
          fla Hazretleri, aksine bu görevlendirmeyi pek yerinde bulmufl ve kendileri, teklif edi-
        
        
          len Millî Savunma Bakanl›¤›’n› çok samimî bir duyguyla derhal kabul buyurmufltur. ‹s-
        
        
          met Pafla’n›n, gerek Genelkurmay Baflkanl›¤›’nda, gerek daha sonraki Cephe Komu-
        
        
          tanl›¤›’nda gösterdi¤i liyakat ve üstün gayret, kendisine görev vermekte do¤ru hare-
        
        
          ket etti¤imi fiilî olarak ispat etmifl bulundu¤u için, millete karfl›, orduya karfl› ve tari-
        
        
          he karfl› tam bir iç huzuru içindeyim.
        
        
          
            Nutuk : s.301.
          
        
        
          BATI CEPHES‹
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA