177
        
        
          
            Baflkomutanl›k Kanunu
          
        
        
          yor ki bir engelleme ve bir z›tlaflma düflünülmektedir. Ben millî he-
        
        
          defe ulafl›labilmesi için tek ç›kar yolun savafl ve savaflta baflar› oldu-
        
        
          ¤unu söylüyorum. Bütün gücümüzü, bütün kaynaklar›m›z› ve bütün
        
        
          varl›¤›m›z› orduya verece¤iz. Kudretimizi dünyaya tan›taca¤›z ve an-
        
        
          cak ondan sonra milleti insan gibi yaflatmak mümkün olacakt›r! di-
        
        
          yorum.
        
        
          Salâhattin Bey, iflte bu anlay›fl›, akl›nca siyaset yapmaya engel san›-
        
        
          yor ve konunun siyasetle çözüme ba¤lanabilece¤ini zannediyor. Bir
        
        
          de Salâhattin Bey diyor ki, bugünkü askerî durumun gerektirdi¤i
        
        
          masraflar› incelemek için, Baflkomutanl›¤›n varl›¤› bir engeldir.
        
        
          Efendiler, bu do¤ru de¤ildir. Baflkomutan, Meclis’in, malî kaynaklar›
        
        
          incelemesine ne zaman engel olmufltur? Gelir kaynaklar›m›zla ne ya-
        
        
          pabilece¤imiz konusundaki endifle belki herkesten çok beni meflgul
        
        
          etmektedir. Yaln›z,
        
        
          
            ben, ordumuzun varl›k ve kuvvetini param›za gö-
          
        
        
          
            re ayarlama görüflünü kabul edenlerden de¤ilim.
          
        
        
          “Param›z vard›r,
        
        
          orduyu kurar›z; param›z bitti, ordu da¤›ls›n..” Benim için böyle bir
        
        
          mesele yoktur. Efendiler, para vard›r veya yoktur; ister olsun ister
        
        
          olmas›n, ordu vard›r ve olacakt›r. Bu konuda bir hat›ram› da aktara-
        
        
          y›m. Ben ilk defa bu ifle bafllad›¤›m zaman en ak›ll› ve düflünür geçi-
        
        
          nen birtak›m kimseler bana sordular: “Param›z var m›d›r? Silâh›m›z
        
        
          var m›d›r?” “Yoktur” dedim. O zaman: “O halde ne yapacaks›n?” de-
        
        
          diler. “Para olacak, ordu olacak ve bu millet, istiklâlini kurtaracakt›r”
        
        
          dedim. Görüyorsunuz ki, hepsi oldu ve olacakt›r.
        
        
          Birtak›m Efendiler de, “Baflkomutan millete angarya yapt›r›yor” de-
        
        
          mifller. Halbuki kanunun memlekette angaryay› yasaklad›¤›n› söyle-
        
        
          mifller. Bu do¤rudur Efendiler; fakat, ihtiyaç, tehlike, bize her fleyi
        
        
          meflru göstermektedir. Ordunun ihtiyaçlar›, millete angarya yapt›r-
        
        
          may› gerektiriyorsa, bunu yap›yoruz ve
        
        
          
            en do¤ru kanun budur.
          
        
        
          Mille-
        
        
          tin ve ordunun yenilmemesi için, kanun buna engeldir diye, gerekli
        
        
          gördü¤üm tedbiri almaktan çekinmeyece¤im.
        
        
          Efendim, Kara Vas›f Bey de demifller ki, her yerde baflkomutan var-
        
        
          d›r. Fakat Baflkomutanl›k için ayr›ca bir kanun yoktur. Eldeki askerî
        
        
          kanunlar, her komutan›n oldu¤u gibi baflkomutan›n da görev ve yet-
        
        
          kilerini belirtir ve s›n›rland›r›r. Bunu da ilim tayin ve tespit eder.
        
        
          Bilinmektedir ki, devletler, birbirinden farkl› hükûmet flekilleriyle
        
        
          idare edilirler. fiekillerine göre, bafllar›nda krallar, imparatorlar, pa-
        
        
          diflahlar bulunur. Baz›lar›n›n bafllar›nda cumhurbaflkanlar› vard›r.
        
        
          Böyle memleketlerde, baflkomutan, devletin bafl›nda bulunan kimse-
        
        
          dir. Bu kimse baflkomutanl›k görevini ya kendisi yapar yahut birini
        
        
          vekil tayin eder. Bizim bugünkü hükûmet fleklimize göre, baflkomu-
        
        
          tanl›k yetkisi Meclis’in manevî flahsiyetinde toplanm›flt›r. Bunun için,
        
        
          Meclis, falan veya filân kimseyi baflkomutan seçti¤ini ifade edince,
        
        
          bu ifadeye kanun derler. Kral, padiflah ve imparatorun buyurdu¤una
        
        
          “irade” dendi¤i gibi, Meclis’ten ç›kan millî iradeye de “kanun” ad› ve-
        
        
          rilir. O halde kanun vard›r. Bir meclisin ola¤anüstü bir zamanda ken-
        
        
          disine ola¤anüstü görev verdi¤i baflkomutan, Kara Vas›f Bey’in, ko-
        
        
          mutanlar›n görev ve yetkilerini belirterek s›n›rland›rd›¤›n› iflaret et-
        
        
          ti¤i Askerî Ceza Kanunu ile ‹ç Hizmet Yönetmeli¤i çerçevesinde kal-
        
        
          mas› gereken bir komutan de¤ildir. Kara Vas›f Bey’in “ilim tayin ve
        
        
          tespit eder” dedi¤i fley, büsbütün baflkad›r. Askerlik ilim ve teknikle-
        
        
          ri, askerlik s›fat›n› ve Baflkomutan olacak kimsede bulunmas› gere-
        
        
          ken vas›flar› s›ralar, aç›klar ve ö¤retir. Yoksa, insanlar› baflkomutan-
        
        
          l›¤a getirme ifli, komuta edilecek ordunun as›l sahibi veya meflru ve-
        
        
          killeri taraf›ndan yap›l›r. Baflkomutanl›k vas›flar›n› tafl›yorum diyen
        
        
          bir kimsenin o mevkiye kendili¤inden gelebilmesinin anlam› ise büs-
        
        
          bütün baflkad›r.
        
        
          Kara Vas›f Bey, bir de demifl ki; “Baflkomutan, cephenin gerisindeki
        
        
          ifllerle u¤raflmas›n!” Bu düflünce yanl›flt›r. Cephenin insan say›s›yla,
        
        
          yiyece¤i, giyece¤i, silâh ve cephanesi ve daha baflka eksiklikleriyle
        
        
          ilgili bulunan baflkomutan, elbette bütün bunlar›n geride bulunan
        
        
          kaynaklar›yla da ilgilidir. Kara Vas›f Bey, bu ileri sürdü¤ü düflünceyi
        
        
          hangi kitapta, hangi alanda, hangi yerde görmüfl! Gerçi, hem cephe
        
        
          ile hem de gerideki birçok ifllerle u¤raflmak güçtür. Bir adam hem
        
        
          cepheye komuta edecek, savafl idare edecek, hem de bu ifllerle bir-
        
        
          likte cephe gerisinde birçok fleylerin yap›lmas›n› sa¤layacak. Bunu
        
        
          bir adam nas›l yapabilir? fiüphesiz yapar. Fakat yapar dedi¤im za-
        
        
          man, “Baflkomutan flu an cepheye komuta eder, sonra kalkar oradan
        
        
          filân yere gider, yiyecek iflini yoluna koyar; filân yere de gider, ordu-
        
        
          nun ikmal iflini yapar” demek de¤ildir.
        
        
          
            Üzerlerine büyük ifller alma-
          
        
        
          
            m›fl olan insanlar›n bu konudaki karars›zl›klar›n› çok görmemelidir.
          
        
        
          Bak›n›z, size bir örnek vereyim :
        
        
          Ben çok acemi komutanlar gördüm. Söz gelifli, bir alay komutan›, ye-
        
        
          ni tümen komutan› olmufl veya bir tümen komutan›, yeni kolordu ko-
        
        
          
            Baflkomutan Atatürk. (Foto Ferit ‹brahim)
          
        
        
          ▲