631
        
        
          
            Mondros Mütarekesi
          
        
        
          (………)
        
        
          Mondros Ateflkes Antlaflmas›, Osmanl› Devleti’nin müttefikleriyle
        
        
          birlikte u¤rad›¤› ac› yenilginin yüz k›zartacak bir sonucudur. O
        
        
          antlaflma hükümleridir ki, Türk topraklar›n› yabanc›lar›n iflgaline
        
        
          sundu. O antlaflmada kabul edilen maddelerdir ki, Sévres Antlafl-
        
        
          mas› hükümlerinin de kolayl›kla kabul ettirilebilece¤i düflüncesi-
        
        
          ni yabanc›lara mümkün ve akla yatk›nm›fl gibi gösterdi.
        
        
          Rauf Bey, o ateflkes antlaflmas›n›, “milletimizin dünya bar›fl›n›
        
        
          sa¤lamakta ne büyük bir âmil oldu¤unu fiilî olarak ispat etmek
        
        
          amac›yla” imzalad›¤›n›, söylüyorsa da, bu hayalî cümle ile kendin-
        
        
          den baflka kimseyi avutmaz. Çünkü böyle bir amaç yoktu.
        
        
          Rauf Bey’in, telgraf›na Mondros Ateflkes Antlaflmas› ile bafllad›¤›-
        
        
          na bak›l›rsa, bu antlaflman›n Lozan Konferans› için bir bafllang›ç
        
        
          oldu¤unu ve Lozan bar›fl›n›n da Rauf Bey’in yapt›¤› Mondros Atefl-
        
        
          kes Antlaflmas›’n›n sonucu oldu¤unu söylemek e¤iliminde bulun-
        
        
          du¤una hükmedilebilir.
        
        
          
            Nutuk : s.535.
          
        
        
          MONDROS MÜTAREKES‹
        
        
          
            Mondros Mütarekesi’ni Türk Milletine Bildiren Genelge
          
        
        
          «Osmanl› Devleti için Birinci Cihan Savafl›’na son veren Mond-
        
        
          ros Mütarekesi, Ahmed ‹zzet Pafla’n›n sadrazaml›¤› s›ras›nda im-
        
        
          zalanm›flt›r. Kendisinin 25 gün süren hükûmet baflkanl›¤›na tayini
        
        
          de hayli enteresand›r.
        
        
          Osmanl› Devleti için, “ne olursa olsun bar›fl” fikri hâkim olun-
        
        
          ca, imparatorlu¤u bu savafla sürükleyen ‹ttihad ve Terakki Parti-
        
        
          si’nin o s›rada son sadrazam› bulunan Talat Pafla istifaya karar
        
        
          vermiflti. Halil Mentefl’in 1946 y›l›nda yay›nlanan hat›rat›na göre,
        
        
          Talat Pafla çekilirken hükûmeti vatanseverli¤ine itimad edilir bir
        
        
          heyete b›rakmak istemifl ve Vahdeddin’e:
        
        
          – fiu s›rada hükûmet fas›las› câiz de¤ildir. Kimi sadrazam inti-
        
        
          hab buyuracaks›n›z karar›n›z› verin. Ben çekilir çekilmez hükûme-
        
        
          te el koysun. Demiflti. Yine onun nakletti¤ine göre padiflah, bu tek-
        
        
          lif üzerine Tevfik Pafla’y› bu makama getirmek istemiflti. Lâkin,
        
        
          onun birtak›m ölüp gitmifl kimseleri bile kabine listesine ald›¤›n›
        
        
          gören Talat Pafla, bu f›rsattan faydalanarak böyle güç zamanda
        
        
          pek ihtiyarlam›fl bulunan Tevfik Pafla’n›n ifl bafl›na getirilmesinin
        
        
          do¤ru olmayaca¤›n› ileri sürüp Ahmed ‹zzet Pafla’y› tavsiye etmifl
        
        
          ve bu tavsiyesini kabul ettirmifltir. Atatürk ise, Ahmed ‹zzet Pa-
        
        
          fla’y› Vahdeddin’e telgrafla tavsiye etti¤ini ve ayn› kabinede ken-
        
        
          disine de Harbiye Nâz›rl›¤› verilmesini istedi¤ini ve di¤er nâz›rl›k-
        
        
          lar için de baz› isimler verdi¤ini nakletmifltir. Böylece, düflündük-
        
        
          lerini tatbik için bütün ordunun kumandas›na hâkim olmak istiyor-
        
        
          du. Bir müddet sonra Talat Pafla istifa ile Ahmed ‹zzet Pafla sadra-
        
        
          zam oldu. Lâkin, Atatürk’ün öbür tavsiyeleri yerine getirilmedi.
        
        
          Hatta Atatürk, ‹zzet Paflan›n sadarete getirilmesinde de kendi tav-
        
        
          siyelerinin tesirli olup olmad›¤› hakk›nda bir fley diyemeyece¤ini
        
        
          söylemifltir.
        
        
          Ahmed ‹zzet Pafla, sadarete gelir gelmez mütareke çarelerini
        
        
          aramaya bafllam›flt›r. Nihayet Kutül-Amâre’de esir düflmüfl olup o
        
        
          s›rada Büyükada’da nezaret alt›nda bulunan ‹ngiliz Generali
        
        
          Townshend’in arac›l›¤›yla ‹ngiltere devletine baflvuruldu. Neticede
        
        
          Limni adas›n›n Mondros liman›nda bulunan ‹ngilizlerin Agamemnon
        
        
          savafl gemisinde müzakereler bafllad›. ‹ngiltere’yi, Akdeniz Kuv-
        
        
          vetleri Baflkumandan› Vis-Amiral Arthur Calthorpe; Osmanl› Devle-
        
        
          ti’ni ise Bahriye Nâz›r› Rauf Bey, Hariciye Nâz›rl›¤› Müsteflar› Re-
        
        
          flad Hikmet Bey ve Erkân-› Harb Kaymakam› (Kurmay Yarbay) Sa-
        
        
          dullah Bey temsil ediyorlard›. Müzakereler k›sa sürdü ve Türk mil-
        
        
          letinin âdeta idam hükmü olan Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918
        
        
          günü imzaland›.
        
        
          (………)
        
        
          Mondros’ta kabul edilen flartlar›n, Vahdeddin üzerinde de tep-
        
        
          ki yaratt›¤›n›, hatta geri dönüfllerinde mütareke heyetini kabul et-
        
        
          medi¤i ve Ahmed ‹zzet Pafla ile y›ld›z› asla bar›flmayarak sonunda
        
        
          onu istifaya zorlad›¤› bilinmektedir. Ancak, garip olan taraf, ayn›
        
        
          hükümdar›n Anadolu’da Millî Mücadele devam etti¤i bir s›rada Sevr
        
        
          Antlaflmas› hakk›nda ayn› tepkiyi göstermeyip toplad›¤› Saltanat
        
        
          fiûras›’nda bunun kabulü için Damat Ferit’le birleflerek ön tedbir-
        
        
          ler ald›¤›d›r. Buna karfl›l›k, bu antlaflmaya, imzas›n› koymam›fl ol-
        
        
          mas›, flüphesiz ki hiçbir fley ifade etmez. (……) Sevr’i kabul eden
        
        
          Saltanat fiûras› zab›tlar›n› incelemek, bu hususta kesin kanaat sa-
        
        
          hibi olmaya yetecektir.
        
        
          Ahmed ‹zzet Pafla ise, her fleye ra¤men mütarekenin imzalan-
        
        
          m›fl olmas›ndan memnunluk duyuyor, neticede Türkiye için müsait
        
        
          bir bar›fl›n imzalanaca¤› hakk›nda ümitler besliyordu. Bu s›rada
        
        
          Y›ld›r›m Ordular› Grup Kumandan› bulunan Atatürk, mütarekenin
        
        
          daha ilk tatbikat› s›ras›nda kendisine uyar›c› telgraflar çekerek
        
        
          esasen çok aleyhimize olan flartlar aras›nda müphem bulunanlar›n
        
        
          da ‹tilâf Devletlerince aleyhimize yorumlanmak suretiyle tatbik
        
        
          olundu¤unu, bu hâlin devleti çöküntüye götürebilece¤ini izah ile
        
        
          al›nacak tedbirleri bildirmifl, ancak mütareke hükümlerine uyula-
        
        
          rak müsait bir bar›fla var›laca¤›n› sanan Ahmed ‹zzet Pafla bunlara
        
        
          kulak asmam›fl, hatta k›sa zaman sonra Atatürk’ün kumanda etti¤i
        
        
          ordular grubu ilga edilip kendisi ‹stanbul’a dönmek zorunda b›ra-
        
        
          k›lm›flt›r. Sadaretten a¤›r istiskallerle ayr›ld›¤› için izzetinefsi k›r›l-
        
        
          m›fl olan Ahmed ‹zzet Pafla, ‹stanbul’a geliflinde görüfltü¤ü Ata-
        
        
          türk’e, gerçi onun tavsiyelerini dinlememekle hata etti¤ini itiraf
        
        
          etmiflse de daha sonra ‹stanbul Hükûmeti’nde nâz›r olarak tered-
        
        
          dütsüzce vazife alm›fl, bir kere Ankara’ya kadar geldi¤i ve kendi-
        
        
          sine teklif edildi¤i halde Millî Mücadele’ye kat›lmay› red ile geri
        
        
          dönmüfl ve ‹stanbul Hükûmeti emrinde çal›flmay› tercih etmifltir.
        
        
          fiimdi say›n okuyucular›m›za fotokopisini sundu¤umuz belge
        
        
          Ahmed ‹zzet Pafla’n›n el yaz›s›ylad›r ve mütarekenin imzaland›¤›n›
        
        
          bütün memlekete ilân eden genelgenin müsveddesidir. Mondros
        
        
          Mütarekesi’nin imzalanmas›ndan tam iki gün sonra kaleme al›nm›fl
        
        
          ve yay›nlanm›flt›r.
        
        
          Belgeyi sadelefltirerek sunuyoruz:
        
        
          Belge
        
        
          
            Vilâyetlere, Ordulara ve Merkeze Ba¤l› Sancaklara Genelge
          
        
        
          Düflman devletlerle Allah’›n lütfu sayesinde mütareke imza-
        
        
          land›. Mensup oldu¤umuz ittifak grubunun ve bilhassa bizim itira-
        
        
          fa mecbur oldu¤umuz yenilgi ve büyük çöküntü (bu son kelime si-
        
        
          linmifl, yerine dermans›zl›k diye yaz›lm›flt›r) flu büyük umumî harb
        
        
          
            Mondros Mütarekesi hat›ra
          
        
        
          
            pullar›ndan biri.
          
        
        
          ▲
        
        
          MONDROS ATEfiKES ANTLAfiMASI
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA