155
• dona çekmek:
Havan›n, sular› donduracak kadar so¤umas›.
Dona çekecek gibi görünüyor.
• don gömlek:
Üzerinde yaln›zca don ve gömlek var denecek kadar
soyunmufl durumda.
Korkudan don gömlek soka¤a f›rlad›.
• Donkiflotluk
(*)
etmek:
Hiç gere¤i yokken kahramanl›k yapmaya kalk›flmak.
Donkiflotluk etme! Bu kadar ifli tek bafl›na yapamazs›n.
• dosta düflmana karfl›:
Dost üzülmesin, düflman sevinmesin diye.
Dosta düflmana karfl› iyi sonuçland›r flu ifli.
• dost kaz›¤›:
Dosttan gelen zarar.
Onun yapt›¤›na dost kaz›¤› derler.
• Dostlar al›flveriflte görsün (diye):
‹fl yap›yor gibi görünsün, anlam›nda söylenir.
Dostlar al›flveriflte görsün diye orada duruyor.
• Doyumluk de¤il tad›ml›k:
Sunulan fley doyuracak kadar de¤il, ancak tatmaya ye-
ter, anlam›na gelir.
Bu kek doyumluk de¤il tad›ml›k.
• doyum olmamak:
Tad›na doyulmamak, bir fleyden b›k›lmamak.
Bu derse doyum olmuyor.
• dönüm noktas›:
Yeni bir duruma geçme zaman›.
TBMM’nin aç›lmas›, Türk tarihinde bir dönüm nokta-
s›yd›.
(*) Donkiflotluk:
Bir roman kahraman› olan Don Quijote özel ad›n-
dan.
Deyimler/154-174 21/07/2010 21:03 Page 155