157
• dudak ›s›rtmak:
Hayran b›rakmak, flaflk›nl›¤a düflürmek.
Yapt›¤› resim hepimize dudak ›s›rtm›flt›.
• dudak pay› b›rakmak:
Bardak, fincan gibi kaplar› a¤z›na kadar doldurmay›p
duda¤›n rahatça yanaflabilece¤i bofl yer b›rakmak.
Dudak pay› b›rak›rsan, çay›m› rahatça içebilirim.
• dudak tiryakisi:
‹çti¤i sigaran›n duman›n› içine çekmeyip d›flar› üfleyen
ve duda¤›nda sürekli sigara olan tiryaki.
Dudak tiryakisi oldu¤unu söylüyordu.
• duman att›rmak:
Üstünlü¤ü ile baflkalar›n› geride b›rakmak.
Genç bir tak›md›, ama hepsine duman att›rm›flt›.
• duman etmek:
Bozmak, da¤›tmak, yok etmek.
Türk ordusu, düflman ordusunu duman etmiflti.
• duman olmak:
1.
‹fli, durumu berbat olmak.
Ekonomik kriz nedeniyle iflim duman oldu.
2.
Bir fley, bir kimse ortadan kaybolmak.
Kalemim duman oldu.
• Durdu durdu, turnay› gözünden vurdu:
Uzun süre bekledi, ama büyük kazanç elde etti, anlam›-
na gelir.
Onun gibi sab›rl› olmak gerekir. Durdu durdu, turnay›
gözünden vurdu.
• durup dinlenmeden:
Sürekli olarak, anlam›nda kullan›l›r.
Durup dinlenmeden çal›flt› ve bitirdi.
Deyimler/154-174 21/07/2010 21:03 Page 157