146
• devir açmak:
Tarihte büyük bir de¤iflimi gösteren yeni bir ça¤ bafllat-
mak.
Atatürk, cumhuriyeti kurarak bir devir açm›flt›.
• devreye girmek:
Bir kifli, ifli yürütecekler aras›na al›nmak; bir ifl, yap›la-
cak konular aras›na al›nmak.
O devreye girince ifller düzeldi.
• d›md›zlak kalmak:
Yapayaln›z kalmak ya da elindeki her fleyi yitirmek.
Babas› da ölünce d›md›zlak kalm›flt›.
• d›rd›r etmek:
Bezginlik verecek biçimde söylenip durmak.
Sabahtan beri d›rd›r ediyordu.
• d›flar› ç›kmak:
Büyük abdestini yapmak.
Her akflam yatmadan önce d›flar› ç›kmay› al›flkanl›k hâ-
line getirmiflti.
• D›fl› eli yakar, içi beni (yakar):
D›fltan görünümü herkesi k›skand›racak denli güzel ol-
mas›na karfl›n, içyüzü hiç de öyle olmayan.
Bu otomobilin bu kadar güzel olmas›na kimse kanma-
s›n; d›fl› eli yakar, içi beni.
• d›fl kap›n›n d›fl mandal›:
Çok uzak akrabalar için kullan›l›r.
O mu? D›fl kap›n›n d›fl mandal›.
• dibi görünmek:
Bir kab›n içindeki fley tükenmek.
Reçelin dibi göründü.
• dibine dar› ekmek:
Bir fleyi sonuna kadar tüketmek, bitirmek.
Cevizlerin dibine dar› ektiniz.
Deyimler/133-153 21/07/2010 21:03 Page 146
