164
• Edi ile Büdü:
Birbirinden ayr›lmayan sevimli iki kafadar.
Edi ile Büdü yine nereye gittiler?
• Efendime söyleyeyim:
Konuflurken gerekli sözcü¤ü buluncaya kadar zaman›
doldurmak için kullan›lan söz.
Efendime söyleyeyim, sonra beni eve b›rakt›lar.
• efkâr
(*)
da¤›tmak:
S›k›nt›y› gidermek, üzüntüden uzaklaflmak.
Arkadafllarla buluflup efkâr da¤›tt›k.
• E¤ri oturup do¤ru konuflal›m:
Davran›fl›m›z nas›l olursa olsun, do¤ruyu söyleyelim.
Kimse kimseyi kand›rmas›n, e¤ri oturup do¤ru konufla-
l›m.
• e¤risiyle do¤rusuyla:
Do¤ru ya da yanl›fl her yönüyle.
E¤risiyle do¤rusuyla her fleyi anlatt›m.
• ekme¤i ile oynamak (birinin):
Bir kimsenin geçim kayna¤›n› yok etmeye çal›flmak.
Sen benim ekme¤im ile oynad›n.
• ekme¤inden olmak:
Geçimini sa¤lad›¤› iflinden ayr›lmak zorunda kalmak.
Verilen yeni görevi kabul etmeyince ekme¤inden oldu.
• ekme¤ine kan do¤ramak (birinin):
Bir kimseyi ac›lar içinde b›rakacak davran›flta bulun-
mak.
O adam›n ekme¤ine kan do¤ramaya utanm›yor musun?
• ekme¤ine ya¤ sürmek (birinin):
‹stemedi¤i hâlde bir kimsenin çok ifline yarayacak bir
davran›flta bulunmak.
Bu tutumunla onun ekme¤ine ya¤ sürüyorsun.
(*) efkâr:
Tasa, kayg›.
Deyimler/154-174 21/07/2010 21:03 Page 164