158
• durup dururken:
1.
Gere¤i, nedeni yokken.
Durup dururken kavga etmeye bafllad›lar.
2.
Birdenbire.
Durup dururken ba¤›rd›.
• dut yemifl bülbüle dönmek:
Konuflkanl›¤›n› yitirmek.
San›r›m korktu, dut yemifl bülbüle döndü.
• duymazl›ktan gelmek:
Duymam›fl gibi davranmak.
O k›r›c› sözleri duymazl›ktan geldim.
• düdü¤ü çalmak:
Sevindirici bir duruma eriflmek.
Çal›flt›, çal›flt›; sonunda düdü¤ü çald›.
• düdük gibi kalmak:
Yapayaln›z kalmak.
O da gidince park›n ortas›nda düdük gibi kald›m.
• dü¤ün bayram etmek:
Çok sevinmek.
Bizim tak›m finale kal›nca dü¤ün bayram ettik.
• Dü¤ün de¤il, bayram de¤il, enifltem beni niye öptü:
bk. Bayram de¤il, seyran de¤il, enifltem beni niye öptü?
• dümen çevirmek:
Hileye baflvurmak.
O her zaman dümen çevirir.
• dümen suyundan gitmek (birinin):
Bir kimsenin tuttu¤u yolu izlemek, onun isteklerini yeri-
ne getirmek.
‹stedi¤ini elde etmek için bir süre onun dümen suyundan
gideceksin.
Deyimler/154-174 21/07/2010 21:03 Page 158