168
• elden ayaktan düflmek (kesilmek):
Yafll›l›k ya da hastal›k nedeniyle çal›flacak, yürüyecek
gücü kalmamak.
Çok yaflland›, art›k elden ayaktan kesildi.
• elden ç›karmak:
Satmak.
Otomobilimi elden ç›karmak istiyorum.
• elden düflme:
Sahibinin elinden ucuza al›nan az kullan›lm›fl eflya.
Elden düflme bir koltuk tak›m› ald›k.
• elden ele geçmek (bir fley):
Birçok sahip de¤ifltirmek.
Bu kitap elden ele geçiyor.
• elden geçirmek:
Bir fleyi onarmak.
Bahçedeki sandalyeleri elden geçirdim.
• elden gitmek (bir fley):
Bir fleyi yitirmek.
Bisikletim elden gitti.
• Elden ne gelir:
Yap›labilecek bir fley yok, anlam›nda kullan›l›r.
Hastal›¤›n›n çaresi yokmufl. Elden ne gelir?
• ele almak:
Üzerinde çal›flmaya bafllamak.
Çevre kirlili¤i konusunu ele ald›k.
• ele avuca s›¤mamak:
fi›mar›kça ve taflk›n davran›fllarda bulunmak, söz dinle-
memek, kural tan›mamak.
Bu çocuk da ele avuca s›¤m›yor.
Deyimler/154-174 21/07/2010 21:03 Page 168