219
• gün görmek:
Bolluk, esenlik, mutluluk içinde yaflamak.
Yaflam›n›n son y›llar›nda gün görmüfltü.
• Gün görmüfl:
1.
bk. Görmüfl geçirmifl.
2.
Yaflam deneyimleri edinmifl kifli.
Gün görmüfl bir insan oldu¤u belli oluyordu.
• gün ›fl›¤›na ç›kmak (bir sorun):
Ayd›nlanmak, a盤a ç›kmak.
Olay, sonunda gün ›fl›¤›na ç›kt›.
• günlerden bir gün:
Geçmifl zamanda bir gün, vaktiyle, anlam›na gelir.
Günlerden bir gün köye bir yabanc› gelmifl.
• günleri say›l› olmak:
1.
Ölümü yaklaflm›fl olmak.
Çok hasta, günleri say›l›.
2.
Bir yerde kalmak için birkaç günü olmak.
Daha fazla kalamam, günlerim say›l›.
• Gün ola, harman ola:
Bir gün onun da zaman› gelir, anlam›nda söylenir.
fiimdilik bu kals›n; gün ola, harman ola.
• günü birli¤ine:
Sabah gidip akflamdan önce dönmek üzere, anlam›nda
kullan›l›r.
Günü birli¤ine deniz kenar›na gittik.
• günü gününe:
Tam gününde.
Derslerime günü gününe çal›fl›r›m.
• günün birinde:
Tarihi belirsiz olan geçmifl ya da gelecek bir zamanda.
Belki günün birinde yine görüflürüz.
Deyimler/217-237 21/07/2010 21:02 Page 219