 
          221
        
        
          • gürültüye gitmek:
        
        
          (Bir ifl, bir düflünce) Telafll› ve kar›fl›k bir durum nede-
        
        
          niyle de¤eri anlafl›lamamak.
        
        
          Yapt›¤›m pasta gürültüye gitti.
        
        
          • gürültüye (pat›rt›ya) pabuç b›rakmamak:
        
        
          Önemli bir tehlike oluflturmayaca¤›n› bildi¤i korkutmala-
        
        
          ra ald›r›fl etmeyerek istedi¤ini yapmak.
        
        
          Gürültüye pabuç b›rak›r m›y›m ben?
        
        
          • güven beslemek:
        
        
          Güvenmek.
        
        
          Arkadafl›na güven besliyordu.
        
        
          • güvendi¤i da¤lara kar ya¤mak:
        
        
          Güvendi¤i kimseden, bir yerden destek, yarar gelme-
        
        
          mek ya da yarar umdu¤u fley ifle yaramamak.
        
        
          Güvendi¤im da¤lara kar ya¤d›, bu otomobil beni yolda
        
        
          b›rakt›.
        
        
          • güven kazanmak:
        
        
          Herkesin kendisine inanmas›n› sa¤lamak.
        
        
          S›n›fta herkesin güvenini kazanm›flt›.
        
        
          • güven vermek:
        
        
          Güvenilir bir kifli, bir fley oldu¤u izlenimi vermek.
        
        
          Davran›fllar› güven veriyordu.
        
        
          • güveni sars›lmak:
        
        
          Güveni kalmamak.
        
        
          Bu davran›fl› yüzünden ona olan güvenim sars›ld›.
        
        
          Deyimler/217-237  21/07/2010  21:02  Page 221