223
• Haddine mi düflmüfl:
Bu ifli yapmaya yetene¤i ve yetkisi yok, anlam›nda söy-
lenir.
Onun haddine mi düflmüfl! O kendi ifline baks›n.
• haddini bildirmek (birine):
Küstahça ifller yapan bir kimseyi sert bir karfl›l›k vererek
usland›rmak.
O sorumsuz adama sonunda haddini bildirdim.
• haddini bilmek (biri):
Gücünün ve yetene¤inin nelere yetece¤ini bilerek daha
öteye geçmemek.
Ben haddimi bilirim, bu ifl beni aflar.
• ha deyince:
Hemen, istenilen anda.
Ha deyince gelemem ki...
• hafakanlar
(*)
(afaganlar) basmak:
Çok s›k›l›p bunalmak.
Bütün gün yaln›z kal›nca hafakanlar basm›flt›.
• hafif atlatmak:
Tehlikeli bir durumdan çok az zararla ç›kmak.
Kazay› hafif atlatt›.
• hafife almak:
Önemsememek.
S›nav› hafife al›nca baflar›s›z oldu.
• hak etmek:
1.
Eme¤inin karfl›l›¤› olan fleyi elde etmek.
Bu paray› fazlas›yla hak etmiflti.
2.
Hakk› olan (kötü) karfl›l›¤› almak.
Bu cezay› hak ettin sen.
(*) hafakan:
Yürek çarp›nt›s›.
Deyimler/217-237 21/07/2010 21:02 Page 223