 
          • gözünde tütmek:
        
        
          Çok özlemek.
        
        
          Annem gözümde tütüyordu.
        
        
          • gözüne çarpmak:
        
        
          Bir kimse, bir fley dikkatini çekmek.
        
        
          Kumsalda bir köpek gözüne çarpt›.
        
        
          • gözünden uyku akmak:
        
        
          Çok uykusu gelmek.
        
        
          Televizyon izleyecekti, ama gözünden uyku ak›yordu.
        
        
          • gözüne girmek (birinin):
        
        
          Çal›flkanl›¤›, beceriklili¤i ile bir kimsenin sevgi ve ilgisi-
        
        
          ni elde etmek.
        
        
          Sonunda ö¤retmeninin gözüne girmiflti.
        
        
          • gözüne hiçbir fley görünmemek:
        
        
          Her türlü tehlikeyi göze alacak kadar öfkelenmek.
        
        
          O anda gözüme hiçbir fley görünmüyordu.
        
        
          • gözüne kestirmek:
        
        
          1.
        
        
          Bir ifli baflarabilece¤ini sanmak.
        
        
          Gözüne kestirdi¤i o ifli de becerememiflti.
        
        
          2.
        
        
          Be¤endi¤i bir fleyi ele geçirmeyi istemek.
        
        
          O kalemi gözüne kestirmiflti.
        
        
          • gözüne sokmak:
        
        
          Bir kimsenin görmek istemedi¤i ya da bulamad›¤› bir
        
        
          fleyi sert bir tav›rla ona göstermek.
        
        
          Tamam gördüm, niçin gözüme sokuyorsun?
        
        
          • gözüne uyku girmemek:
        
        
          Uyuyamamak.
        
        
          Dün gece gözüme uyku girmedi.
        
        
          211
        
        
          Deyimler/196-216  21/07/2010  21:02  Page 211