408
• tuz biber ekmek:
Bir üzüntünün ac›s›n›, bir kusurun a¤›rl›¤›n› art›racak
davran›fllarda bulunmak.
Böyle yaparak ac›ma tuz biber ekiyorsun.
• tuzla (tuz) buz olmak:
(Cam türünden eflya) Paramparça olmak.
Kap›n›n cam› tuzla buz oldu.
• tuzluya mal olmak (patlamak):
Çok parayla elde edilmifl olmak.
Bu dükkân bize tuzluya mal oldu.
• tuzu kuru:
Kazanc› yolunda olan kimseleri nitelemek için kullan›l›r.
Onun tuzu kuru, bir sorunu yok.
• tükürdü¤ünü yalamak:
Verdi¤i sözden, kiflili¤ini küçülterek geri dönmek.
Tükürdü¤ünü yalamak zorunda kalm›flt›.
• tüy dikmek:
Kötü bir durumu daha da kötü bir duruma sokmak.
Bu davran›fl›n da olanlar›n üstüne tüy dikti.
• tüyleri diken diken olmak (tüyleri ürpermek):
1.
So¤uktan ya da korkudan tüylerin kabarmas›.
So¤uk hava nedeniyle tüyleri diken diken olmufltu.
Birdenbire çakan flimflekler karfl›s›nda tüyleri diken
diken olmufltu.
2.
Kötü durumlar›n tiksinti gibi duygular uyand›rmas›.
Çöplük gibi bir yer olan bu ev karfl›s›nda tüyleri di-
ken diken olmufltu.
Deyimler/405-425 21/07/2010 21:00 Page 408