50
• alt›ndan çapano¤lu
(*)
ç›kmak:
Giriflilen bir iflte, bafla dert olacak bir durum ortaya ç›k-
mak.
‹fl ilerlemiyor, alt›ndan çapano¤lu ç›kt›.
• alt›ndan girip üstünden ç›kmak:
Bir serveti düflüncesizce harcay›p tüketmek.
Onca mal›n alt›ndan girip üstünden ç›kt›.
• alt›ndan kalkmak (bir iflin):
Hiç de kolay olmayan bir ifli baflarmak.
Çok becerikli, bu iflin de alt›ndan kalkt›.
• alt›n› çizmek (bir sözün):
Önemini belirtmek, vurgulamak.
Bunun alt›n› çiziyorum.
• alt›n› üstüne getirmek:
1.
Söz ya da davran›fl›yla çevreyi birbirine düflürmek.
Bir söz etti, s›n›f›n alt›n› üstüne getirdi.
2.
Bir fleyi bulmak için her yeri aramak.
Evin alt›n› üstüne getirdi, ama arad›¤›n› bulamad›.
• alt›, üstü:
1.
En son olabilece¤i.
Alt›, üstü befl lirayd›.
2.
Hepsi.
Alt›, üstü befl kilogram geliyor.
• alt›n yumurtlayan tavuk:
Mesle¤i, sanat› ve u¤rafl› ile çok para kazanan kimse;
iyi ve sürekli para getiren ifl.
O, ailesi için alt›n yumurtlayan tavuktu.
• Altta kalan›n can› ç›ks›n:
Zorda kalanlara ald›rma, herkes bafl›n›n çaresine bak-
s›n, anlam›nda kullan›l›r.
Altta kalan›n can› ç›ks›n, sen kendini kurtar.
(*) çapano¤lu:
Bafla dert olacak durum.
Deyimler/046-056 21/07/2010 21:05 Page 50