turkce sozluk - page 50

an›msamak
(-i)
Unutulmufl bir fleyi belle-
¤inde canland›rmak; hat›rlamak:
Okula
bafllad›¤› ilk günü an›msad›.
an›rmak
(nsz.)
(eflek için) Ba¤›rmak.
an›flt›rma
a.
1.
An›flt›rmak eylemi.
2.
ed.
Bir yaz›da, bir fliirde çok bilinen bir ola-
y›, bir atasözünü, bir özdeyifli an›msat-
ma sanat›, telmih.
an›flt›rmak
(-i)
Bir fleyi dolayl› yoldan an-
latmak:
Bu iflin kendisine uygun olma-
d›¤›n› an›flt›rmak istiyor.
an›t
a.
Bir olay›n ya da önemli bir kiflinin
gelecek kuflaklar taraf›ndan da an›lma-
s›n› sa¤lamak için yap›lan simge niteli-
¤indeki yap›, yaz›t, abide:
Meçhul Asker
An›t›, Orhun Yaz›tlar›.
an›tlaflmak
(nsz.)
An›t özelli¤i kazanmak.
an›t mezar
a.
Görkemli an›tsal mezar.
an›tsal
ön a.
1.
An›t niteli¤inde olan:
fiu
gördü¤ün, an›tsal bir yap›d›r.
2.
Görü-
nümü ve güzelli¤iyle görenleri etkile-
yen, büyüleyen; görkemli:
An›tsal bir
köprü yapm›fllar.
an›z
a.
1.
Ekinin biçilmesinden sonra tarla-
da kalan köklü sap.
2.
Ekinin biçilme-
sinden sonra henüz sürülmemifl tarla.
ani
ön a. (a:ni:) Ar.
1.
Bir anda olan, apan-
s›z:
Ani bir hareketle kap›ya yöneldi.
2.
be.
Birdenbire, ans›z›n:
Çok ani karar
verdiniz.
aniden
be. Ar.+T.
Ans›z›n, birdenbire,
apans›z:
Aniden karfl›ma ç›k›nca flafl›r-
d›m.
anjin
a. Fr. t›p
Bo¤az mukozas›n›n iltihap-
lanmas›, yutak iltihab›.
Anka
öz. a. (anka:) Ar.
Gerçekte var olma-
yan, masallarda ad› geçen dev kufl;
Zümrüdüanka.
anket
a. Fr.
Bir araflt›rma için kiflilerin gö-
rüfllerinin al›nmas›, soruflturma, sor-
maca.
anket yapmak
bir konuda kiflile-
rin ne düflündü¤ünü ö¤renmek için so-
ruflturma yapmak:
Yerel seçimler konu-
sunda bir anket yapt›k.
anlak, -¤›
ön a. ruhb.
Zekâ.
anlam
a.
1.
Bir sözcükten, bir sözden, bir
davran›fltan, bir olaydan, bir simgeden,
bir olgudan anlafl›lan fley; mana:
Her
atasözünün bir anlam› vard›r.
2.
Bir fle-
yin amac›, nedeni, gerekçesi:
Bütün bu
olaylardan sonra görüflmemizin bir an-
lam› yok.
anlam›na gelmek
bir anlam
belirtmek:
Yeflil trafik ›fl›¤›, “Dur!” anla-
m›na gelir.
anlamak
(-i)
1.
Bir fleyin ne oldu¤unu, ne
anlama geldi¤ini düflünerek, ak›l yürü-
terek kavramak, alg›lamak:
Ne demek
istedi¤inizi anlad›m.
2.
Sorarak, dan›fla-
rak o durum hakk›nda bilgi edinmek, o
durumu ö¤renmek:
Elektrik idaresine
telefon edersen, elektriklerin niçin ke-
sildi¤ini anlars›n.
3.
Davran›fl biçimleri-
ni onaylamak, anlay›flla yaklaflmak:
Ai-
lem beni her zaman anlar.
4.
Bir konu-
yu ya da bir kiflinin duygu, düflünce ve
isteklerini sezebilmek:
Onun, beni bul-
mak için buraya kadar gelece¤ini anla-
m›flt›m.
5.
(-den)
Herhangi bir konuda
bilgisi olmak:
Bilgisayardan anlar m›-
s›n?
6.
(-den)
(olumsuz ya da soru bi-
çiminde kullan›ld›¤›nda) Bir fleyin yara-
r›n›, iyili¤ini görmek:
Bu yemekten bir
fley anlamad›m. Siz bu yemekten bir
fley anlad›n›z m›?
7.
(-den)
Bir fleyden
hofllanmak ya da rahats›z olmamak:
Ben flakadan anlar›m.
anlad›k!
“sözü
daha fazla uzatman›n anlam› yok, ye-
ter!” anlam›nda kullan›l›r:
Tamam anla-
d›k, flimdi gidiyorum.
anlars›n ya!
aç›-
¤a vurulmas› istemeyen bir durumu do-
layl› yoldan anlatmak için kullan›l›r:
An-
lars›n ya! Bugün önemli bir iflim var.
anlayaca¤›n
sözü daha fazla uzatma-
mak için “k›saca” anlam›nda kullan›l›r:
Anlayaca¤›n sonunda anlaflt›k.
anlay›p
dinlemek
bir kimseyle, bir olayla ilgili
karar vermeden önce bilgi sahibi ol-
mak, durumu iyice anlamak:
Anlay›p
dinlemeden bir fley yapma.
anlamazl›k, -¤›
a.
Bir fleyi anlayamama,
an›msamak
anlamazl›k
50
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 50
1...,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49 51,52,53,54,55,56,57,58,59,60,...688
Powered by FlippingBook