Gitsin, ama hava kararmadan dönsün.
5.
Bir yarg›y›, bir düflünceyi, bir iste¤i
pekifltirmek için kullan›l›r:
Onunla, ama
mutlaka onunla konufl.
6.
Kimi zaman
dikkat çekmek, uyarmak için kullan›l›r:
Böyle yap›lmaz ama!
ama ne 1)
ne hofl:
Ama ne manzara!
2)
flafl›lacak bir duru-
mu olan:
Ama ne ev!
âmâ
ön a. (a:ma:) Ar.
Gözleri görmeyen,
kör.
amaç, -c›
a.
1.
Ulafl›lmak istenen sonuç,
maksat, erek, gaye, hedef
: Ulusal e¤iti-
min önemli bir amac› da ça¤dafl birey-
ler yetifltirmektir.
amaç gütmek
bir fleyi
yapmay› amaçlamak:
Hükûmet, önce-
likle ekonomik kalk›nma amac›n› güdü-
yordu.
amaçlamak
(-i)
Bir amaca eriflmeyi iste-
mek:
Bu çal›flmalar›n›zla neyi amaçl›-
yorsunuz?
amade
ön a. (a:ma:de) Far.
Haz›r:
Emrime
amade bir floför istiyorum.
aman
ünl. Ar.
1.
(ama:n)
Yard›m dilendi¤i-
ni belirtir:
Aman koflun!
2.
Öfke ve
usanç belirtir:
Aman, yeter art›k!
3.
Ri-
ca belirtir:
Aman bu biçimde davranma-
y›n!
4.
Be¤eniyi belirtir:
Aman ne güzel
bir kazak!
5.
fiaflma belirtir:
Aman o¤-
lum, bu ne ifltah böyle!
6.
Uyar› belirtir:
Aman sen ona uyma!
7.
Ba¤›fllanmak
istenildi¤ini belirtir:
Aman, ben ettim,
sen etme!
aman Allah
korku, flaflma,
be¤eni gibi duygular› belirtir:
Aman Al-
lah, sen de kimsin!
amans›z
ön a.
Ac›mas› olmayan, ac›mas›z,
zalim:
Amans›z bir hükümdard›.
amatör
a.
ve
ön a. Fr.
Bir ifli meslek edin-
di¤i için de¤il de yaln›zca zevki için ya-
pan kifli:
Amatör bir basketbolcuydu.
amatörce
be. (amatör’ce)
1.
Bir ifli amatör
olarak yapan:
Amatörce foto¤raflar çe-
ker, yar›flmalara kat›l›rd›.
2.
Bir iflte faz-
la deneyimi olmayan, acemice:
Befl ay-
d›r burada çal›fl›yorsun, ama hâlâ ama-
törce davran›yorsun.
amazon
a. Yun.
(Efsaneye göre kad›n sa-
vaflç›lar olan Amazonlara benzetilerek)
Güçlü, erkeksi, erkek gibi kad›n.
ambalaj
a. Fr.
Bir nesneyi sarmaya yara-
yan k⤛t, karton, naylon, kutu, sand›k,
koli gibi malzeme:
Ambalaj›n› dikkatli
aç›n da k›r›lmas›n.
ambalajlamak
(-i)
Bir nesneyi ambalaj
malzemeleriyle sarmak ya da ambalaj
içine koymak:
K›r›lacak eflyalar› amba-
lajlamay› unutmay›n›z.
ambale
a. Fr.
(motor, makine vb. için) Zor-
lanarak çal›flan ya da çal›flt›r›lan. amba-
le olmak çok yorulmak, ifl göremez du-
ruma gelmek:
Kafam ambale oldu.
ambar
a. Far.
1.
Çeflitli eflyalar›n korundu-
¤u, sakland›¤› yer, depo:
Gelen mallar›
ambara koyduk.
2.
Tah›llar›n sakland›¤›
yer:
bu¤day ambar›.
3.
Gemilerde yük,
cephane, yedek parça koymaya yarayan
bölme.
4.
Eflyalar› bildirilen adrese tafl›-
yan kurulufl:
Eflyalar›n› yar›n ambara
verece¤im.
5.
Kum, çak›l gibi inflaat
malzemelerini ölçmekte kullan›lan küp
biçimindeki ölçek.
6.
mec.
Tah›l üreti-
minin çok oldu¤u ülke, bölge, flehir:
Türkiye’nin bu¤day ambar› neresidir?
ambargo
a. (amba’rgo) ‹sp.
1.
Bir devletin,
bir geminin bulundu¤u liman› terk et-
mesini engellemesi.
2.
Ticari bir mal›n
serbest dolafl›m›n›n durdurulmas›.
3.
Bir bask› ya da ceza uygulamak amac›y-
la bir ülkeye yap›lan mal sat›fl›n›n dur-
durulmas›:
Uzun y›llar Irak’a ambargo
uyguland›.
ambargo koymak 1)
gemi-
nin, bulundu¤u limandan ayr›lmas›n›
yasaklamak;
2)
ticari bir mal›n dolafl›-
m›n› engellemek:
Hükûmet, bir hayvan
hastal›¤› nedeniyle ‹ngiltere’den yap›lan
s›¤›r eti al›m›na ambargo koydu.
3)
bir
ülkeye yap›lan mal sat›fl›n› durdurmak.
amber
a. Ar.
1.
Amber bal›¤›ndan elde edi-
len ve çeflitli parfümlerin yap›m›nda
kullan›lan güzel kokulu bir madde.
2.
Güzel kokulara verilen ortak ad.
âmâ
amber
45
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 45