sepetteki elmaya gizlenmifl bir mesaj buldu. Mesajda; “gele-
cek cuma günü, gece yar›s› Ozara’yla birlikte hastahanenin
arka taraf›na gelmesi” isteniyordu.
Bob, söylenilen gün, mesajda yaz›ld›¤› gibi hareket etti.
Deniz taraf›ndaki küçük kap›n›n kilidinde bir anahtar döndü.
Bob, kap›y› açt›... Karfl›s›ndaki Yafll› Kurt’tu. Ya¤murdan s›r›l-
s›klam olmufltu.
D›flar›da korkunç bir rüzgâr vard›. Ya¤mur da çok fliddetliy-
di. Nöbetçiler kulübelerine çekilmifllerdi. Kimse böyle bir gece-
de hastahaneye bir ziyaretçi gelebilece¤ine olas›l›k vermezdi.
Bob, hemen elini Jacop Bluesse’a uzatt›. Sonra birden
geri çekti. Duvar›n kenar›na çöktüler. Alçak sesle konuflmaya
bafllad›lar.
– Hazine av› nas›l gidiyor? diye sordu Bob.
– Mükemmel, dedi Yafll› Kurt. Sonunda adam›m› buldum.
Teknenin ad› Carisbad (Karisbad). Büyük ve sa¤lam. Aç›k de-
nize elveriflli. Sabah saat yedide hareket. O zamana kadar
f›rt›na durulur. Her fleyimiz tamam. Kaptan› pek sevmiyorum.
Korsana benziyor. Ama söylenene bak›l›rsa çok deneyimliy-
mifl. Av›ma gelince... Kaba saba, ne dedi¤ini bilmeyen bir he-
rif. Yaln›z çok zengin. Orta¤›n› atlatarak ‹ngiliz Kolombiya-
s›’nda büyük para yapm›fl. Bu yolculuk sonunda, benim de
param› yiyerek elli milyon vuraca¤›n› tasarl›yor. Enayi...
– Tebrikler, dedi Bob. Gelifliniz beni çok memnun etti,
inan›n. Buraya kadar gelip bana veda etmeniz az fley de¤il.
100