‹nliyordu bir yandan da...
Gilbert Pellev kap›y› açarak:
– Acaba d›flar›da bir fley mi var? dedi.
Herbert, aç›lan kap›n›n ard›nda köpüklü dalgalar›yla uç-
suz bucaks›z Pasifik’i görece¤ini sanm›flt›... Gemiler, denizci-
ler, adalar, serin rüzgârlar... Tan›d›¤›, sevdi¤i bütün insanlar,
hayvanlar...
Fakat bekledi¤ini bulamad›. D›flar›s› her zamanki gibi ses-
sizdi. De¤iflen bir fley yoktu. Üzüntüyle geri döndü. Sonra
adamla kad›n›n yan›na giderek elbiselerini koklad›. Kaledon
adas›n›, Flush’›, Tanibar’› bulabilirdi belki.
Genç kad›n köpe¤i kendine do¤ru çekti. Bafl›n› elleri ara-
s›na ald›. Kulaklar›n› okflad›. Sonra kuca¤›na alarak bir çocuk
gibi sallamaya bafllad›. Bir yandan da hafif bir flark› m›r›ldan›-
yordu. Richard telâfllanm›flt›:
– Aman dikkatli olun, dedi. Ne yapaca¤› hiç belli olmaz...
Bugün bir garipli¤i var...
Bayan Pellev çok sevinçliydi.
– Bak›n, dedi. Bana hiç ses ç›karm›yor. Gilbert’c›¤›m bu
mutlaka o. Hiç kuflkum kalmad›. Ama istersen bir deneyelim.
Biliyorsun, Herbert da Flush gibi zencileri kovalard›. Ona ada-
lardaki halk›n diliyle bir fleyler söyle, bakal›m ne yapacak?
– Bir deneyelim, dedi Gilbert. O dili de iyice unutmuflum...
Bakal›m, fley... Nas›l deniyordu?... Ne var olmak senin iflin
burada? Kafana vurmak gelir yan›na...
155