Herbert ulumuyor, flark› söylüyordu.
Maymunlar›n çal›flmas› bittikten sonra, Collins bafl›n› ka-
fl›yarak kemanc›ya do¤ru yürüdü.
– Bilmem dikkat ettiniz mi? dedi. Bu teriyer, sizin çald›¤›-
n›z ezgiye sesiyle kat›ld›. Yoksa benim kula¤›m m› yan›l›yor?
Kemanc› da fark etti¤ini söyledi.
– Öyleyse, yine ayn› flark›y› çalar m›s›n›z? Herkes sus-
sun...
Herbert, ayaklar›yla hafifçe tempo tutarak flark›s›na bafl-
lad›. Collins, Herbert’›n yan›na yaklaflarak flark›n›n sözlerini
söylemeye bafllad›. ‹kisi, uzun süre birlikte söylediler. Collins
çok sevinçliydi.
– Demek ki Armando do¤ru söylemifl. Bu köpe¤in flark› ko-
nusunda üstün yetenekli oldu¤u kuflkusuz. Kingman (King-
m›n)’›n köpeklerini dinlemifltim. O zavall›lar yaln›zca uluyorlar-
d›. Bu hayvansa, tam anlam›yla bir solist. Hiçbir fley ö¤renmek
istemeyiflinin nedeni anlafl›ld›. O kendi de¤erini biliyormufl...
Üç befl kurufl için az daha o canavar Gabriel’e satacakt›m. Ne
aptall›k. Peter, al bu köpe¤i, iyice karn›n› doyur. Rahat etme-
sini sa¤la. Ö¤leden sonra k›zlar›mdan birinin yard›m›yla çal›fl-
maya koyuluruz. Bu hayvan, gerçekten bir alt›n madeni...
Günler boyu Collins, Herbert’›n hangi flark›lar› bildi¤ini
araflt›rd›. Baz› yerlerde kendisinden daha do¤ru ses ç›karma-
s›na flaflm›yordu. Belli ki, bu hayvanda güçlü bir müzik kula-
¤› vard›.
148