– Siz yola ç›kmadan ulaflt›rmam gerekiyor. Ham, karfl›l›k
vermek isteyebilir.
Hemen Yarmounth’a do¤ru yola ç›kt›m. Arabayla gider-
ken büyük bir f›rt›na ç›kt›. Atlar ilerlemekte güçlük çekiyor-
du. Her an devrilebilirdik. Gün a¤ard›¤›nda, yolumuzun üze-
rindeki ‹pswich (‹psviç) Kasabas›’nda mola verdik. Arabac›
atlar› de¤ifltirdi. Ald›¤›m›z haberler hiç iyi de¤ildi. Gittikçe
artan f›rt›na, a¤açlar› kökünden söküyor, evlerin çat›s›n›
uçuruyordu.
Yarmounth’ta, Ham’i bulamad›m. ‹fl için uzakça bir yere
gitti¤ini, ertesi sabah geri gelece¤ini söylediler. Kald›¤›m ha-
na döndüm.
O gece, f›rt›nan›n ç›kard›¤› korkunç sesler nedeniyle bir
türlü uyuyamad›m. Sabaha karfl› dal›p biraz uyumuflum. Pat-
lamay› and›r›r bir sesle uyand›m. Ortal›k iyice ›fl›d›¤›na göre,
saat yediden daha erken de¤ildi.
Odam›n kap›s› vuruldu. Ne istediklerini sordum.
– Yak›nlarda bir gemi batm›fl. Güneyden gelen bir yel-
kenli. Onu parçalanmadan görmek istiyorsan›z acele edin.
Çabucak giyinip k›y›daki kalabal›¤›n yan›na kofltum. Ge-
midekileri kurtarmak için denize aç›lan kay›k, oraya ulaflama-
dan, dalgalarla bo¤uflarak güçlükle geri dönebilmiflti.
K›y›dakilerden biri denize aç›lmak istiyor, çevresindekiler
vazgeçirmeye çal›fl›yordu. Dikkatle bakt›m, bu yürekli genç
Ham’di. Birbirimize sar›ld›k.
84