– Ne demek istiyorsun?
– Bütün bunlar›n nedenini ö¤renebilir miyim? E¤er Bill sa-
na böyle gaddar davran›yorsa, neden sen...
– Evet, devam et.
Fagin susmufltu. Adam›n dudaklar› k›z›n kula¤›na doku-
nur gibiydi. Gözlerinin içine bak›yordu.
– Neyse b›rakal›m bunlar›. Yine bir gün bu konuya döne-
riz. Nancy, ben gerçek bir dostum. Bana güvenebilirsin. E¤er
bir gün sana köpek gibi davran›rsa bana gelebilirsin. Evet,
kap›m sana aç›kt›r. Beni biliyorsun de¤il mi Nancy?
Nancy güldü ve:
– Seni çok iyi tan›yorum. ‹yi geceler, diyerek oradan uzak-
laflt›.
* * *
‹ki kifli, yürüyerek Londra Köprüsü’ne geldi¤inde, kilise
saatleri on biri çeyrek geçeyi vuruyordu. Bunlardan biri, bir
fley ar›yormufl gibi dikkatle çevresine bak›nan, h›zl› ad›mlar-
la yürüyen bir kad›nd›; ötekiyse en karanl›k köflelerde gizle-
nerek yürüyen, kad›n› biraz geriden izleyerek, ad›mlar›n› ona
uyduran bir erkekti. Kad›n durunca duruyor, o harekete geçin-
ce, gizlice sürünür gibi ilerliyordu.
Böylece köprüyü geçip Middlesex (Mid›lseks)’ten Surrey
(Surri) k›y›s›na geldiler. Kad›n, arad›klar›n› bulamam›flt› ki,
geri döndü. Gerçi dönüfl anî olmufltu, ama onu gözleyen
adam, yine de gafil avlanmad›. Köprünün sütunlar› üzerinde-
ki girintilerden birine çekilerek, kendini daha iyi gizlemek için
130