Zorla evde tuttu.
– Kim?
– Bill. Geçen defa bayana anlatt›¤›m adam.
Yafll› bay sordu:
– Umar›m, bu gece bizi buraya getiren konu hakk›nda
kimseye bir fley söylememiflsinizdir.
K›z bafl›n› sallayarak:
– Hay›r. Neden söylemeden onun yan›ndan ayr›lmam pek
kolay de¤ildir. Geçen defa da, onu afyonla uyutmam›fl olsay-
d›m, genç bayan› görmeye gidemezdim, dedi.
Adam:
– Siz dönmeden uyanm›fl m›yd› yoksa? diye sordu.
– Hay›r, ne o ne de ötekiler; hiçbiri benden kuflkulanma-
d›lar.
– Güzel. fiimdi beni dinleyin.
Adam bir an susunca, k›z:
– Haz›r›m! dedi.
– Bu genç bayan, bundan hemen hemen iki hafta önce
kendisine söylediklerinizi bana ve pek güvenilir birkaç dosta
anlatt›. Aç›k söyleyeyim, bafllang›çta size güvenmekten kor-
kuyordum. Ama flimdi size çok güveniyorum.
– Bana güvenebilirsiniz.
– Size inanmaya haz›r oldu¤umu kan›tlamak için de, hiç
çekinmeden söyleyebilirim ki, o Monks denilen adam› korku-
tup s›rr› neyse, a盤a ç›karmak istiyoruz. Yaln›z, yakalanmaz-
sa ya da yakalan›r da istedi¤imiz gibi davranmazsa Yahudi’yi
ele vermemiz gerekecek.
134