– Benden ne istiyorsunuz?
– Senin bir kardeflin var, diye bafllad› Bay Brownlow.
– Benim kardeflim falan yok. Ben tek çocuk oldu¤umu bi-
liyorum. Neden bana kardefllerden söz ediyorsun?
– Dinle beni. Senin bütün aile geçmiflini biliyorum. Baban
mutsuz bir evlilik geçirdi. Annenle baban ayr›ld›lar. O zaman-
lar baban daha gençti. Daha sonra yeni dostlar edindi. ‹ki gü-
zel k›z› olan bir adamla tan›flt›. K›zlar›n biri on dokuz yafl›n-
da, ötekiyse henüz bebekti.
– Bütün bunlardan bana ne?
– Baban, o on dokuz yafl›ndaki k›za âfl›k oldu. Bu, çok hü-
zünlü, ama gerçek bir öykü. Baban o zamanlar çok zengindi.
Aileden zengin biri ölünce, ona çuval dolusu para kalm›flt›.
Sonra baban birdenbire öldü ve bütün mülkü eski efliyle sa-
na, yani o¤luna kald›.
– Bunlar› bana anlatmak zorunda m›s›n?
Bay Brownlow, gözlerini karfl›s›ndaki adam›n gözlerine di-
kerek:
– Evet. Baban ölmeden önce, beni görmeye gelmiflti. Ba-
na baz› fleyler b›rakt›. Bunlar›n aras›nda, âfl›k oldu¤u genç k›-
z›n resmi de vard›. Resmi kendisi yapm›flt›. Uzaklara gitmeyi
düflünüyordu. Bu nedenle resmi yan›nda tafl›yamayacakt›.
Ona iyi bakmam› rica etti. O genç k›z› da beraberinde baflka
bir kente götürecekti. Fakat plân›n› gerçeklefltiremeden öldü.
Bay Brownlow, bir an sustuktan sonra anlatmay› sürdürdü:
– Baban›n ölümünden sonra, genç k›z›n ziyaretine gittim.
Fakat ortadan kaybolmufltu. Onu bir daha göremedim. Daha
148