605
        
        
          
            Medrese
          
        
        
          Genel olarak ‹slâm ülkelerindeki tüm
        
        
          ö¤renim kurumlar›, özel olarak ‹slâm
        
        
          hukukunun ve dinî bilgilerin ö¤retildi¤i
        
        
          kurum. Sözcük anlam› “ders verilen
        
        
          yer” dir. ‹slâmiyet’in ilk dönemlerinde
        
        
          ö¤retim ve e¤itim iflleri camilerde ve
        
        
          mescitlerde yap›l›rd›. Zamanla, önce ki-
        
        
          tapl›klar camilerden ayr›ld›. Bunlar›n ilk
        
        
          örneklerinden biri Ba¤dat’ta El-
        
        
          Me’mun taraf›ndan kurulan Beyt’ül-
        
        
          Hikme’dir. Yaln›z ders verilen, ders
        
        
          okutulan kurumlar ilk önce M›s›r’da Fa-
        
        
          t›mî halifeli¤i zaman›nda dar’ül-ilm
        
        
          ad›yla meydana getirildi (1005). Buna
        
        
          benzer kurumlar medreselerin çekirde-
        
        
          ¤ini oluflturdu. Medreselerin yayg›nlafl-
        
        
          mas›nda ve kurumlaflmas›nda Büyük
        
        
          Selçuklu ‹mparatorlu¤u Veziri Niza-
        
        
          mülmülk’ün Ba¤dat’ta 1067’de yapt›r-
        
        
          d›¤› Nizamiye Medresesi önemli bir
        
        
          ad›m oldu. Bundan sonra sultanlar,
        
        
          emirler, beyler, komutanlar ve valiler
        
        
          bulunduklar› yerlerde medreseler yapt›r-
        
        
          maya bafllad›lar. Anadolu’ya medrese,
        
        
          Anadolu Selçuklular› arac›l›¤›yla girdi.
        
        
          ‹lk Anadolu medreseleri Konya’da S›r-
        
        
          çal› Medrese ve Karatay Medresesi’dir.
        
        
          Anadolu Selçuklular› ve onlardan sonra
        
        
          Anadolu’nun çeflitli yerlerine egemen
        
        
          olan Anadolu beylikleri pek çok medre-
        
        
          se yapt›rd›lar. ‹lk Osmanl› medresesi,
        
        
          Selçuklu medreseleri örnek al›narak
        
        
          1331’de ‹znik’te kuruldu. Daha sonra
        
        
          Bursa ve Edirne’de medreseler aç›ld›.
        
        
          Osmanl› medreselerinin en geliflmifl
        
        
          olanlar› ‹stanbul’da Fatih Sultan Meh-
        
        
          met ve Kanunî Sultan Süleyman taraf›n-
        
        
          dan yapt›r›lanlar oldu. 16. yüzy›ldan son-
        
        
          raysa Do¤u ülkelerinin çöküflüne paralel
        
        
          olarak giderek önemini yitirdi ve 13
        
        
          Mart 1924’te kabul edilen Tevhid-i Ted-
        
        
          risat Kanunu sonras› tamamen kapat›ld›.
        
        
          
            Medreselerin Kald›r›lmas›
          
        
        
          Cumhuriyet’in ilân› sonras› eski ö¤retim
        
        
          kurumlar›n›n kald›r›lmas›. 3 Mart
        
        
          1924’te Tevhid-i Tedrisat (Ö¤retimin
        
        
          Birlefltirilmesi) Kanunu’nun kabulün-
        
        
          den sonra medreseler kald›r›ld›. Orta
        
        
          Ça¤’dan kalma ö¤retim kurumlar› olan
        
        
          medreseler, geliflmeyi amaçlayan Türk
        
        
          milletinin ihtiyaçlar›na cevap verecek
        
        
          durumda olmad›klar›ndan sadece din
        
        
          adam›, müderris, kad› ve yönetici yetifl-
        
        
          tiren kurumlar olarak kald›. Kendi ça¤-
        
        
          lar›nda iyi birer e¤itim kurumlar› olan
        
        
          ilk medreseler, de¤erli Türk bilginleri-
        
        
          nin elinde ülkeye de¤erli kifliler yetiflti-
        
        
          ren kurulufllar oldu. Ancak, 16.yüzy›l
        
        
          sonlar›ndan itibaren bozulmaya bafllad›
        
        
          ve kendilerini de¤iflen zamana göre ye-
        
        
          nileyemedi¤inden giderek ça¤ d›fl› kald›.
        
        
          Medreseler, hay›r iflleriyle ilgilenen va-
        
        
          tandafllar taraf›ndan kurulan vak›f kuru-
        
        
          lufllar›yd›. Vak›flar› parasal yönden de-
        
        
          netleyen devlet, medreselerde sürdürü-
        
        
          len e¤itim ve ö¤retim iflleriyle hiç ilgi-
        
        
          lenmedi. Medreselerde okutulan dersler,
        
        
          daha çok din bilimleri (hadis, f›k›h, tef-
        
        
          sir, kelâm) olup, pozitif bilimlere çok az
        
        
          yer veriliyordu. Medreselerin yetersizli-
        
        
          ¤i daha 18.yüzy›l sonunda anlafl›lm›flt›.
        
        
          Bu sebeple, donanmaya ve orduya tek-
        
        
          nik eleman yetifltirmek için, bat›l› an-
        
        
          lamda ö¤retim yapan “hendesehaneler”
        
        
          ile yine ayn› yüzy›l sonlar›nda “mühen-
        
        
          dishaneler” aç›ld›. Tanzimat dönemin-
        
        
          de, Maarif Nezareti (Millî E¤itim Ba-
        
        
          kanl›¤›) kurularak e¤itim ve ö¤retim,
        
        
          devletin bir görevi olarak benimsendi.
        
        
          Yine bu dönemde ortaokul, lise, sanat
        
        
          okullar› ve ö¤retmen okullar› aç›ld›.
        
        
          II.Abdülhamid döneminde ilkokul, orta-
        
        
          okul ve liselerin say›s› art›r›ld›. Ancak,
        
        
          aç›lan bu yeni okullar›n yan› s›ra medre-
        
        
          seler de faaliyetlerini devam ettirdiler.
        
        
          Cumhuriyet ilân edildi¤inde ülkemizde
        
        
          e¤itim kurumlar›n›n durumu bu flekil-
        
        
          deydi. Medreselerin kald›r›lmas›ndan
        
        
          sonra, din adam› yetifltirmek amac›yla
        
        
          devlet, gerekli okullar› kendisi açt›.
        
        
          Medreselerin kald›r›lmas›ndan sonra,
        
        
          Cumhurbaflkan› Gazi Mustafa Kemal
        
        
          Pafla’n›n Rize gezisinde, bir heyetin,
        
        
          medreselerin aç›lmas›n› rica etmesi üze-
        
        
          rine, Gazi Mustafa Kemal Pafla, “Mek-
        
        
          tep istemiyorsunuz, halbuki millet onu
        
        
          istiyor. B›rak›n›z, art›k bu zavall› millet,
        
        
          bu memleket evlâd› yetiflsin! Medrese-
        
        
          ler aç›lmayacakt›r. Millete mektep lâ-
        
        
          z›md›r.” cevab›n› verdi. Daha sonra 2
        
        
          Mart 1926’da kabul edilen “Maarif Tefl-
        
        
          kilât› Hakk›nda Kanun” ile günümüz
        
        
          e¤itim ve ö¤retim sisteminin temeli at›l-
        
        
          m›fl oldu.
        
        
          
            Mehmed Âkif Bey (Ersoy)
          
        
        
          bk.
        
        
          
            Ersoy, Mehmed Âkif
          
        
        
          
            Mehmed Ali (Albay)
          
        
        
          1874 ‹stanbul
        
        
          ?
        
        
          Kurtulufl Savafl› komutanlar›ndan. Harp
        
        
          Okulu’nu (1893) ve Harp Akademisi’ni
        
        
          (1896) bitirdi. Karada¤ ve Arnavut-
        
        
          luk’ta ç›kan ayaklanmalar›n bast›r›lma-
        
        
          s›nda görev ald›. Balkan ve I.Dünya Sa-
        
        
          vafllar›na kat›ld›. Kurtulufl Savafl›’nda
        
        
          alay komutanl›¤› ve tümen komutan ve-
        
        
          killi¤i yapt›. TBMM taraf›ndan ‹stiklâl
        
        
          Madalyas›yla ödüllendirildi. 15.Tümen
        
        
          Komutan Vekiliyken 1 Temmuz
        
        
          1932’de emekliye ayr›ld›.
        
        
          
            Mehmed Ali Ulvi Bey
          
        
        
          1866 ‹stanbul
        
        
          16 Ekim 1922 Ankara
        
        
          Birinci TBMM Burdur milletvekili.
        
        
          Mülkiye Mektebi’ni bitirdikten sonra
        
        
          Ticaret ve Ziraat Nezareti Tercüme-i
        
        
          Fünun Kalemi’nde kâtip olarak devlet
        
        
          hizmetine girdi (1885). Çeflitli yerler-
        
        
          de kaymakaml›k ve mutasarr›fl›k yap-
        
        
          t›. Burdur Mutasarr›f›yken ‹stanbul
        
        
          Hükûmetince görevden al›nd› (13
        
        
          Mart 1920). Birinci TBMM’de Fah-
        
        
          reddin Bey’in istifas› üzerine boflalan
        
        
          Burdur milletvekilli¤ine seçildi. Dö-
        
        
          nem bitmeden Ankara’da öldü.
        
        
          Bafll›-
        
        
          ca eserleri:
        
        
          Bulunsun
        
        
          (1886),
        
        
          Bu da
        
        
          Bulunsun
        
        
          (1886),
        
        
          Gel Keyfim Gel
        
        
          (1887),
        
        
          Büyük Çocuklar
        
        
          (1888),
        
        
          Ter-
        
        
          cümelerim
        
        
          (1888),
        
        
          Gelifligüzel
        
        
          (1888).
        
        
          
            Mehmed Alim Efendi
          
        
        
          1861 Kayseri
        
        
          30 Aral›k 1923 Kayseri
        
        
          Birinci TBMM Kayseri milletvekili,
        
        
          müderris. ‹lk ve ortaö¤renimini Bün-
        
        
          yan’da tamamlad›. Kayseri ve Adana
        
        
          medreselerinde ö¤renim gördü. Çeflitli
        
        
          yerlerde müderrislik ve vaizlik yapt›. Si-
        
        
          vas’ta görevliyken Kurtulufl Savafl›’yla
        
        
          ilgili vaazlar› nedeniyle Damat Ferit Hü-
        
        
          kûmetince tutuklan›p ‹stanbul’a gönde-
        
        
          rildi. Bir süre Bekira¤a Bölü¤ü’nde tu-
        
        
          tuklu kald›ktan sonra sürdürdü. Kayse-
        
        
          ri’ye dönünce Kurtulufl Savafl› lehindeki
        
        
          vaazlar›n› devam ettirdi. Birinci
        
        
          TBMM’ye Kayseri’den milletvekili se-
        
        
          çildi (1920). Kurtulufl Savafl›’n›n kritik
        
        
          dönemlerinde Meclis’teki konuflmalar›
        
        
          ve Ankara camilerinde verdi¤i vaazlarla
        
        
          halk› ayd›nlatmaya ve moralini yükselt-
        
        
          meye çal›flt›. Milletvekilli¤i sona erince
        
        
          memleketine döndü.
        
        
          
            Mehmed Alim Efendi
          
        
        
          
            Anadolu’da medrese yaflam›n› yans›tan bir foto¤raf (Ayd›n 1910).
          
        
        
          
            Mehmed Alim Efendi