657
        
        
          
            Nazmi (Org. Ataç)
          
        
        
          NAZ‹LL‹ KONGRES‹ (B‹R‹NC‹)
        
        
          Ayd›n’a yap›lan sald›r›da elde edilen baflar›n›n korunamay›fl›,
        
        
          örgütlenmenin önemini bir kez daha ortaya ç›karm›flt›. Yunan sal-
        
        
          d›r›s›n› durdurmak için, Köflk’te yeniden kurulan cephe de, olduk-
        
        
          ça büyük say›da kuvvet toplad›. Her ne kadar Denizli’de bir Heyet-
        
        
          i Milliye kurularak, bu kuvvetlerin geri deste¤i bir düzene kavufltu-
        
        
          rulmaya çal›fl›ld›ysa da, bu direniflin tüm yükünün bu yöre taraf›n-
        
        
          dan tafl›nmas›na olanak yoktu. Bu yükün, yöre halk›na daha eflit bir
        
        
          biçimde da¤›t›lmas› gerekiyordu.
        
        
          Öte yandan belli bir düzen kurulamam›fl olmas›ndan dolay›,
        
        
          Efeler bu kuvvetlerin gereksinmelerini kendi belirledikleri yollarla
        
        
          sa¤l›yorlard›. Bu ise, direniflçilerin halkla ba¤›n› zay›flat›yordu. Ay-
        
        
          r›ca uluslararas› platformda da savunulmas› zor olaylar do¤abili-
        
        
          yordu. Özellikle Temmuz sonlar›nda Menderes cephesinde Demir-
        
        
          ci Efe’nin hâkim hâle gelmesi ve uygulamalar›, bu sorunu gündeme
        
        
          getirdi.
        
        
          (………)
        
        
          Direnifli keyfî davran›fllara b›rakmamak ve belli düzene kavufl-
        
        
          turmak için bu dönemde Manisa’da bulunan “Galip Hoca”dan (Ce-
        
        
          lâl Bayar) yararlan›lmaya çal›fl›ld›. Denizli Müftüsü Ahmet Hamdi
        
        
          Efendi, Nazilli Müftüsü ve Nazilli fieyhi Nuri Efendi, Galip Hoca’y›
        
        
          överek, Demirci’nin ona itimad›n› art›rmaya ve bu yolla onun dav-
        
        
          ran›fllar›n› denetim alt›na almaya çal›flt›lar. Galip Hoca da Demirci
        
        
          Efe’nin müflaviri oldu. Demirci Efe’yi millî kuvvetlere kat›lmaya ik-
        
        
          na eden Nazillili Hac› Süleyman Efendi de, Efe’yi düzenli Kuvâ-y›
        
        
          Milliye örgütlerinin gereklili¤ine inand›rd›. Bunu sa¤lamak için de
        
        
          Nazilli’de bir kongre toplanmas› kararlaflt›r›ld›.
        
        
          (………)
        
        
          Birinci Nazilli Kongresi 6-9 A¤ustos 1919 aras›nda topland›.
        
        
          Toplant›, Karacasu kazas› temsilcisi Mustafa Talat Efendi’nin reis-
        
        
          li¤inde yap›ld›. Bu toplant›da Denizli’den Mehmet Emin, Çal’dan
        
        
          Mehmet, Nazilli’den Zühtü, Karacasu’dan Mehmet Lütfi, Güney’den
        
        
          Eyüp Hilmi, Kad›köy’den (Babada¤) Mehmet Cemal ve Mehmet
        
        
          Sabri, Gülbeyli’den Mustafa Kâz›m, Yenipaz’dan Ali, Tavas’tan Ha-
        
        
          c› Hüseyin ve Mazlum Baba, Bozdo¤an’dan Mehmet Beyler bulu-
        
        
          nurlar. Yukar›da ad› geçen Mu¤la delegeleri, muhtemelen baflkala-
        
        
          r› da toplant› sonras›nda Nazilli’ye ulaflm›fllard›.
        
        
          (………)
        
        
          Kongre kararlar› ilginç özellikler göstermektedir. Bunlar flöy-
        
        
          le s›ralanabilir:
        
        
          Kongre gerçekten devletin askere alma, iç güvenli¤i sa¤lama,
        
        
          düflmanla savaflma, vergi toplama, hatta bir ölçüde yarg›lamaya
        
        
          iliflkin ifllevlerini üzerine al›rken, bir baflka deyiflle bir çeflit “halk
        
        
          ihtilâl konseyi” niteli¤ini kazan›rken, kongre, Heyet-i Milliyeleri
        
        
          dernek statüsüne sokarak bir yasall›k vermek istemektedir. Daha
        
        
          önce görüldü¤ü gibi, hükûmet bu tür giriflimlere hemen son veril-
        
        
          mesini isteyen kararlar ald›¤› bugünlerde, hükûmete yard›mc› ol-
        
        
          mak gibi bir söylem kurulmaktad›r. Direniflçiler ‹stanbul’la aç›k bir
        
        
          çat›flmaya girmeden, ona yard›mc› oluyormufl görüntüsünü koru-
        
        
          yarak eylemlerini sürdürmek stratejisini seçmifllerdir.
        
        
          Kongrenin kendisine seçti¤i etki alan› oldukça küçük olup, De-
        
        
          nizli ve Mu¤la Livalar›yla, Ayd›n Livas›n›n iflgal d›fl› alanlar›n› kap-
        
        
          samaktad›r. Nazilli, umumî merkez olmaktad›r. Al›nan kararlar› yü-
        
        
          rütmek için 45 kiflilik bir merkez heyeti seçilmifltir.
        
        
          Üç liva merkezindeki örgütlenme, daha önce Denizli’de kurul-
        
        
          du¤una de¤indi¤imiz Heyet-i Milliye’nin flemas›n› izlemektedir. Ör-
        
        
          güt, idarî teflkilât›n kademelenmesini izleyerek, köylere kadar
        
        
          uzanabilecektir.
        
        
          Bu örgütlenme, iki önemli sorunu çözmek için ortaya ç›km›fl-
        
        
          t›r. Bunlardan birincisi, direnifl için gerekli kayna¤›n yeterli ve adil
        
        
          olarak sa¤lanmas›d›r. ‹kincisi ise, yeterli say›da mücahidin gerek-
        
        
          ti¤i yerde bulunmas›n› örgütlemektir. Birinci sorun, 7. maddede
        
        
          al›nan kararla çözümlenmeye çal›fl›lm›flt›r. Herkesin yükümlülü¤ü-
        
        
          nü, Heyet-i Milliye kararlaflt›racakt›r. Böyle bir da¤›l›m, efelerin
        
        
          kararlar›ndan daha adil ve az yükümlülük getirecektir. Ama Heyet-
        
        
          i Milliyelerin bu kararlar›n› uygulayabilmeleri için bir yapt›r›m gü-
        
        
          cüne gereksinmeleri vard›r. Bu nedenle, 7. maddede yükümlülük-
        
        
          lerini yerine getirmeyenlere uygulanacak ceza “mücahidin rüesa-
        
        
          s›na” b›rak›lm›flt›r. Böylece “millî kuvvetler” bir direnifl gücü oldu-
        
        
          ¤u kadar, içte de bir yat›r›mc›, zorlay›c› güç ifllevini yüklenmektedir.
        
        
          Heyet-i Milliyeler, kaynaklar›n› sadece halktan sa¤lamak e¤i-
        
        
          liminde de¤ildirler. Ayn› zamanda da devletin gelirlerinden de ya-
        
        
          rarlanmak istemektedirler. 8. maddede âflar ambarlar›ndaki hubu-
        
        
          battan yararlanmak için hükûmete baflvurulaca¤› söylenmektedir.
        
        
          Burada âflar ambarlar›na elkoymaktan söz edilmeyip, hükûmetten
        
        
          istekte bulunulmas› ibaresinin kullan›lmas›, kongrenin ihtilâlci ni-
        
        
          teli¤ine karfl›n, yasal s›n›rlar için de ifl görmeye dönük bir söylem
        
        
          oluflturmas›yla tutarl›d›r.
        
        
          Ne kadar gönüllünün silâh alt›na al›naca¤›n› millî kuvvetlerin
        
        
          kumandanlar› kararlaflt›racak, bunun sa¤lanmas› görevi Heyet-i
        
        
          Milliyelere düflecektir. Ama art›k bir gönüllülük söz konusu de¤il-
        
        
          dir. Daha çok, karfl›l›¤›nda yapt›r›m› bulunan bir mükellefiyet var-
        
        
          d›r. Bu mükellefiyetten, 9. maddedeki nakdî bedel karfl›l›¤›nda ge-
        
        
          çici bir süre için kaç›n›labilmektedir. Böyle bir mükellefiyetin ko-
        
        
          nulabilmesi bir yandan fiilî güçle, öte yandan kongrenin toplanm›fl
        
        
          olmas›yla temellendirilmektedir.
        
        
          Gerçekte Heyet-i Milliyelerle yerel hükûmetler oluflturulmufl-
        
        
          tur. Bu yerel hükûmetler, her ay›n bafl›nda üç gün toplanacak,
        
        
          kongrenin ald›¤› kararlar› uygulayacakt›r. Kongre, kural koyucu
        
        
          temel organd›r. ‹stanbul Hükûmeti’nin de varl›¤› aç›k olarak yad-
        
        
          s›nmad›¤›ndan, ilginç bir iki bafll› durum ortaya ç›kmaktad›r. Bu iki-
        
        
          lik kongre kararlar›n›n 5. maddesinde aç›k hâle gelmektedir. Bu
        
        
          maddede, Heyet-i Milliyelerin cephedeki direniflçi kuvvetlerin d›-
        
        
          fl›nda, kentte de mahallî asayifli sa¤lama gerekçesiyle bir kuvvet
        
        
          oluflturacaklar› belirtilmektedir. Yerel asayifli sa¤lama konusunda
        
        
          elde edilecek bir baflar›n›n, halk›n direnifli destekleme güdüsünü
        
        
          yükseltmek bak›m›ndan önemli bir araçsal ifllevi oldu¤u muhak-
        
        
          kakt›r. Fakat bu kuvvetin oluflturulmas›n›n en önemli nedeni, He-
        
        
          yet-i Milliye’nin güvenli¤ini sa¤lamak ve ona yapt›r›mc› bir nitelik
        
        
          kazand›rmak oldu¤u aç›kt›r. ‹stanbul Hükûmeti’nin Heyet-i Milliye
        
        
          üyelerine karfl› alaca¤› önlemleri etkisiz hâle getirecektir. Bir an-
        
        
          lamda, varolan Merkezî Hükûmetin asayifl kuvvetlerine karfl› bir
        
        
          güçtür. Bu ikilik, al›nan kararlar›n 5. maddesinde, “asayifl kuvvet-
        
        
          leri nüfuzu hükûmeti temine matuf olarak çal›flt›r›l›rlar” denilerek
        
        
          yumuflat›lmaya çal›fl›lm›flt›r.»
        
        
          Kaynak : ‹lhan Tekeli – Selim ‹lkin, Ege’deki Sivil Direniflten Kurtulufl Savafl›’na
        
        
          Geçerken Uflak Heyet-i Merkeziyesi ve ‹brahim (Tahhtak›l›ç) Bey, Türk
        
        
          Tarih Kurumu Yay›nlar›, Ankara 1989, s.179.