650
        
        
          
            Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri
          
        
        
          MÜDAFAA-‹ HUKUK CEM‹YETLER‹
        
        
          
            Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nden
          
        
        
          
            Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne
          
        
        
          «Türkiye tarihinin en karmafl›k dönemlerinden birini oluflturan
        
        
          Millî Mücadele döneminde (1918-1923) bir taraftan emperyalizme kar-
        
        
          fl› siyasal ba¤›ms›zl›k savafl›m› yürütülmüfl, di¤er taraftan da Mondros
        
        
          Mütarekesi sonras›nda Osmanl› Devleti’nin tarih sahnesinden silin-
        
        
          mesi ile ortaya ç›kan “iktidar bofllu¤u” doldurulmaya çal›fl›larak yeni
        
        
          bir Türk devletinin temelleri at›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Ortaya ç›kan bu ik-
        
        
          tidar bofllu¤unun yerine “millî iradeyi etken k›larak” ve “selahiyet-i
        
        
          fevkalâdeyi haiz” bir yasal organ olarak 23 Nisan 1920’den itibaren
        
        
          “ulusal ba¤›ms›zl›k” ve “ulusal egemenlik” mücadelesinin yürütüldü-
        
        
          ¤ü TBMM ise meflruiyetini Müdafaa-i Hukuk ruhundan alm›flt›r. Müda-
        
        
          faa-i Hukuk kavram›, hem Mondros Mütarekenamesi sonras›nda ülke-
        
        
          nin her alan›nda ortaya ç›kan yerel-sivil direnifl örgütlerinin dayand›-
        
        
          ¤› ana tema, hem de Ulusal Kurtulufl Mücadelesi’nin temel belirleyici-
        
        
          si olmufltur. Gerçekten de Müdafaa-i Hukuk, tüm Millî Mücadele döne-
        
        
          minde “bir ruh, bir ahlâk, bir ortak vicdan, bir örgütlenme, bir ideolo-
        
        
          ji ve büyük bir eylemin ad› olarak” ön plâna ç›km›flt›r. Müdafaa-i Hu-
        
        
          kuk kendi içerisinden iki meclis (Meclis-i Mebusan ve Büyük Millet
        
        
          Meclisi), iki meclis grubu (Müdafaa-i Hukuk Grubu ve Felâh-› Vatan
        
        
          Grubu) ve bir siyasî hareket (Halk F›rkas›) do¤urarak Millî Mücadele
        
        
          döneminin etik ve ideolojik temelini oluflturmufltur.
        
        
          Hemen belirtmek gerekir ki, Müdafaa-i Hukuk kavram›n› taçlan-
        
        
          d›ran Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’dir. Türkiye’nin her yerinde kuru-
        
        
          lan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, Sivas Kongresi kanal›yla TBMM’ye
        
        
          aktar›lm›flt›r.”
        
        
          (………)
        
        
          Uluslar›n kendi kaderlerini tayin etme hakk› gibi evrensel de¤er-
        
        
          lerden hareket eden Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, Wilson ‹lkeleri’nin
        
        
          12. maddesini kendilerine ç›k›fl yolu alarak uluslararas› hukuk norm-
        
        
          lar›nda ba¤›ms›zl›k yolu aram›fllard›r. Demografik aç›dan bölgelerin-
        
        
          deki ço¤unlu¤un Türklerde oldu¤unu kan›tlayabilmek için düzenledik-
        
        
          leri nüfus istatistikleri, iflgallere karfl› oluflturulan mitingler, ‹tilâf
        
        
          Devletleri mümessillerine çekilen protesto telgraflar› ve bas›n yoluy-
        
        
          la “efkâr-› umumiyeyi tenvir etmek” ilk kurulufl dönemlerindeki ça-
        
        
          l›flma yöntemlerinden baz›lar›yd›. Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nde
        
        
          yer alan okumufl kentli orta s›n›f›n Albayrak, ‹zmir’e Do¤ru vb. adlar-
        
        
          la ç›kard›¤› gazeteler hem kendi bölgelerindeki mücadelenin iletifli-
        
        
          mini sa¤lam›fllar, hem de Millî Mücadele hareketinin kitleselleflmesin-
        
        
          de öncü bir rol oynam›fllard›r. Bafllang›çta silâhl› mücadelenin d›fl›nda
        
        
          direnifl örnekleri sergileyen bu cemiyetler, ‹zmir’in 15 May›s 1919’da
        
        
          iflgalinden sonra silâhl› mücadeleye de yönelmifllerdir. Özellikle Gü-
        
        
          ney Cephesi’nde Antep, Urfa ve Marafl’ta bizatihi iflgal içerisinde ör-
        
        
          gütlenerek flehir savafllar›n› yönlendirmifllerdir.
        
        
          Yine Bat› Anadolu’da, ‹zmir’in Yunanl›lar taraf›ndan iflgali ile bir-
        
        
          likte mücadele, silâhl› savafl›ma dönüflmüfltür.
        
        
          (………)
        
        
          Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, ortaya ç›k›fllar› itibar›yla bölgesel
        
        
          oluflumlard›r. 11 Eylül 1920’de Sivas Kongresi’nde Anadolu ve Rumeli
        
        
          Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurularak bu cemiyetin birer flubesi konu-
        
        
          muna getirilmelerine ra¤men yerel inisiyatiflerini ve bölgesel özerk-
        
        
          liklerini korumufllar, hatta bu durum 23 Nisan 1920’de Meclis’in aç›l›-
        
        
          fl›na kadar devam etmifltir. Mustafa Kemal Pafla’n›n da¤›n›k örgütleri
        
        
          bir araya toplay›p direnifli merkezîlefltirme yönündeki çabalar› bir-
        
        
          denbire gerçekleflmemiflti. Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, kurulufllar›
        
        
          itibar›yla homojen-türdefl bir yap› arz etmediklerinden merkezî oto-
        
        
          riteye ba¤lanmalar› da sorunlu olmufltur.
        
        
          (………)
        
        
          I. Dönem TBMM’in çok renkli yap›s›n›, demokratik niteli¤ini, ka-
        
        
          rar alma süreçlerindeki tart›flma ve görüflme titizli¤ini ve iktidar-mu-
        
        
          halefet iliflkilerini onun çekirde¤ini oluflturan Müdafaa-i Hukuk Cemi-
        
        
          yetleri’ndeki bu heterojen yap›da aramak gereklidir. Çünkü Meclis ol-
        
        
          gusunu dayatan, Millî Mücadele’nin dünyada efline az rastlan›r bir bi-
        
        
          çimde seçilmifl bir parlamento, yani yasal bir organ arac›l›¤›yla sür-
        
        
          dürülmesini ifllevsel hâle getiren 1918’den beri süregelen örgütlenme
        
        
          ve meflruiyet konusundaki bu kararl›l›klard›r.
        
        
          Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nin dayand›¤› toplumsal taban 1919
        
        
          y›l› Anadolu’sunun bir mozai¤idir. Anadolu eflraf›, belediye reisi, mu-
        
        
          tasarr›f, kaymakam gibi ‹stanbul Hükûmetleri ile iflbirli¤i yapmayan
        
        
          yerel yöneticiler ve taflra bürokrasisi ile hoca, haf›z, müftü ve müder-
        
        
          ris gibi ulemadan yerel dinî otoriteler ve mütekait (emekli) askerler
        
        
          genel olarak Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nin ‹dare Heyetleri’ni olufl-
        
        
          turmufllard›r. Köylüler, Millî Mücadele’nin insan kayna¤›n› teflkil et-
        
        
          melerine ra¤men Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nde pek görülmemifl-
        
        
          lerdir. Köylüler daha çok, cemiyetler taraf›ndan organize edilip Millî
        
        
          Mücadele hareketinin içine çekilmeye çal›fl›lm›flt›r.
        
        
          (………)
        
        
          Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, temsil yoluyla meflrulu¤a ulaflma
        
        
          yolunda, Anadolu ve Trakya’da düzenledikleri kongreler arac›l›¤›yla
        
        
          önemli bir ifllevi yerine getirmifllerdir. Kars, Ardahan, Bal›kesir, Ala-
        
        
          flehir, Nazilli, Pozant›, Edirne, Erzurum, Lüleburgaz, Afyon ve Mu¤la
        
        
          gibi yerlerde -ki bu yerlerden baz›lar›nda birden fazla kongre tertip-
        
        
          lenmifltir- düzenlenen kongrelere kat›lan yaklafl›k 1295 delege Millî
        
        
          Mücadele hareketinin yasal temsil organlar› arac›l›¤›yla sürdürülme-
        
        
          si gibi bir gelene¤in tafl›y›c›s› olmufllard›r. Müdafaa-i Hukuk Cemiyet-
        
        
          leri’nin sürüklendi¤i yerel ve ulusal savafl›n ve kurtuluflun meclisli ve
        
        
          demokratik bir yap›lanmayla sürdürülmesini mümkün ve hatta gerek-
        
        
          li hâle getiriyordu. Bu anlamda TBMM, kongreler döneminin bir uzan-
        
        
          t›s›yd›. Nitekim I. TBMM Üyesi Batum Mebusu Ahmet Fevzi Bey (Er-
        
        
          dem) TBMM’den söz ederken “Üçüncü Kongre” deyimini kullanm›flt›r.
        
        
          16 Mart 1920 tarihinde ‹stanbul’un iflgali ve 18 Mart’ta son Os-
        
        
          manl› Meclis-i Mebusan›’n›n da¤›lmas› üzerine Anadolu ve Rumeli Mü-
        
        
          dafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin 4. maddesi uygulamaya geçirilmifl ve ce-
        
        
          miyet, ülke yönetimini üstlenmiflti. Gerçi cemiyet 11 Eylül 1919’dan be-
        
        
          ri oluflturdu¤u Heyet-i Temsiliye vas›tas›yla Anadolu’da belirginleflen
        
        
          iktidar bofllu¤unda “de facto” bir hükûmet konumundayd›. Heyet-i
        
        
          Temsiliye ad›na Mustafa Kemal Pafla, Ankara’da bir kurucu meclisin
        
        
          bir an önce toplanmas› için yeniden seçimlere gidilmesini ve her liva-
        
        
          dan 5 üyenin yaln›zca liva, il idare ve belediye meclisi üyeleriyle Mü-
        
        
          dafaa-i Hukuk Heyeti Merkeziyeleri taraf›ndan seçilerek Ankara’ya
        
        
          gönderilmelerini 19 Mart 1919 tarihinde tüm yurda duyurdu. Böylelik-
        
        
          le 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da toplanacak olan TBMM’nin yolu
        
        
          aç›lm›fl oluyordu.
        
        
          Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, bu uzun ve türlü engellerle dolu
        
        
          sarp yolda, örgütlenme, temsil, toplumsal doku, yasall›k, savafl de-
        
        
          mokrasisi, sivil inisiyatif ve direnifl aç›s›ndan en önemli kilometre
        
        
          tafllar› oldular.»
        
        
          Kaynak : Oktay Gökdemir, Toplumsal Tarih, Say› 76, Nisan 2000, s.13.