 
          171
        
        
          • eli bol:
        
        
          1.
        
        
          ‹fl görecek paras› ve eflyas› olan.
        
        
          Eli bol bir insand›.
        
        
          2.
        
        
          ‹fl yaparken gerekli her fleyi karfl›layan.
        
        
          Eli bol oldu¤undan yemekleri lezzetliydi.
        
        
          • eli bofl gelmek:
        
        
          Arma¤ans›z gelmek.
        
        
          Kusura bakmay›n, elimiz bofl geldik.
        
        
          • eli bofl dönmek:
        
        
          Umdu¤unu elde edemeden dönmek.
        
        
          O iflten de eli bofl döndü.
        
        
          • eli cebine varmamak:
        
        
          Para harcamaktan kaç›nmak.
        
        
          Onun da hiç eli cebine varmaz.
        
        
          • eli çabuk:
        
        
          Çabuk ifl gören kimseler için söylenir.
        
        
          O da annesi gibi eli çabuk biri.
        
        
          • eli dar (darda):
        
        
          Para s›k›nt›s› içinde bulunan.
        
        
          Elimiz darda oldu¤undan tatile gidemedik.
        
        
          • eli de¤memek:
        
        
          Bir ifli yapmaya bafllamamak.
        
        
          ‹ki gündür o kitaba eli de¤medi.
        
        
          • eli ekmek tutmak:
        
        
          bk. ekme¤ini eline almak.
        
        
          • eli genifllemek:
        
        
          Bol paraya kavuflmak.
        
        
          Elimiz geniflleyince tatile ç›kaca¤›z.
        
        
          • Eli iflte, gözü oynaflta:
        
        
          ‹fl yapar gibi görünüyor, ama akl› baflka yerde, anlam›n-
        
        
          da söylenir.
        
        
          ‹fle yaramaz biri; eli iflte, gözü oynaflta.
        
        
          Deyimler/154-174  21/07/2010  21:03  Page 171